Yoksa 'beşli çete'yi unuttuk mu
Su akıyor, kir akıyor, düşen dal akıyor. İlerleyişi izliyor, konuşuyorsun. Asıl olan ise akış. İşte ona düzen diyoruz.
Mayıs seçimlerine giderken o iki kelimeyi ne çok duyduk: Beşli Çete! Sayısı çok daha fazlaydı. Buna rağmen düzeni anlatan kavram akıllara kazındı. Kamu ihalelerinden beslenen, öncüsü müteahhitlik olan, yaptığı hastaneyle de yolla da halkın cebinden çalan, servet transferiyle iktidarın büyüttüğü sermaye sınıfını tarif ediyordu. Kazandıkları paranın karşılığında siyaseti de medyayı da finanse ediyorlardı. CHP, olası iktidarında, "el koyma"yı ve "kamulaştırma"yı vaat ediyordu.
Seçim geçti. CHP değişim sürecini tamamladı. Hatırlayın, süreci başlatan seçim muhasebesi raporunu bu köşede yayınlamıştım. O raporda da örtülü bir dille "hesaplaşma"ya dayalı bu söylem eleştiriliyordu. Geçenlerde KRT TV’ye çıkan Kılıçdaroğlu, "Beşli Çete"nin partisi tarafından artık eskisi kadar anılmadığını söyleyince arşivi açtım. Gerçekten de hem medya taramalarında hem röportaj ve kürsü konuşmalarında, hem de politik önceliklerde "Beşli Çete" CHP’nin öncelikli gündemi olmaktan çıkmıştı.
Bunun üzerine "acaba" diyerek CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ı aradım. Evet, o CHP Grup Başkanvekili. Evet, CHP’deki değişim sürecinin mimarlarından. Ama bundan fazlası da var. CHP, "Beşli Çete" kavramını teorileştirirken, Başarır "Beşli Çete" kitabını yazdı (Kırmızı Kedi). Dahası, o kitabın önsözünde de Kılıçdaroğlu’nun imzası vardı.