Tehlikenin farkında mısınız? - 1
Bir dönem gazetemizin dikkat çekmek, ülkenin gidişatındaki tehlikeleri vurgulamak için kullandığı slogandı. Şimdi aynı sloganı ekonomide baş aşağı gidişi, 2001’den çok daha büyük...
Bir dönem gazetemizin dikkat çekmek, ülkenin gidişatındaki tehlikeleri vurgulamak için kullandığı slogandı. Şimdi aynı sloganı ekonomide baş aşağı gidişi, 2001’den çok daha büyük bir kriz ile karşı karşıya olduğumuzu anlatabilmek için kullandım.
Ekonomi anlatırken Ayşe Teyze’ye anlatır gibi anlatın derler. Ayşe Teyze deyimi rahmetli Güngör Uras Hoca ile özdeşleşmiş. Elbette ekonomiyi halkımız anlayacak. Gidişatın ona ne faydası ne zararı olur bilecek. Önümüzdeki kriz, büyük bir borç ve üretimden kopuş krizidir. Uzun sürecek ve çok can yakacak. Bu arada bölgemiz yanıyor, küresel güç hesaplaşmaları bizi de kapsıyor. Bu krizi nasıl tersine çevirip tekrar refaha çıkarız onu anlatacağım. Önce şu borç işine bakalım.
Reel sektör çok borçlu
Reel sektör ne demek? Reel sektör, bankacılık, sigorta gibi finans kesimi hariç ekonomide iş yapan firmaların tamamıdır. Tüccardır, esnaftır, girişimcidir, sanayicidir. Son dediğim bizde gittikçe azalmaktadır!
Reel sektörümüzün bankalardan aldığı ticari kredi borcu, 2002 yılında toplam 42 milyar TL’ydi. Bugün ne kadar? Türk Lirası bazında kullandığı kredi 970 milyar. Döviz bazında kullandığı kredi ise 294 milyar dolar. Bugün dolar kurunu ortalama bir hesapla 6 TL alırsak, 294 milyar dolar borcun TL karşılığı 1 trilyon 764 milyar. Buna 970 milyar TL bazında krediyi de eklersek ortaya 2 trilyon 734 milyar TL’lik bir reel sektör borcu çıkıyor. Yani 2001 krizine yaklaşık 40 milyar TL borçla yakalanan reel sektör bugün yaşanan krize onun kat be kat üstünde borçlu giriyor. Bu borcun milli gelir içindeki payı korkuyu arttırıyor. 2002 yılında reel sektörün kredi borcu milli gelirin yüzde 11.5’i kadardı. Bugün, dolar kurunu 6 kabul edersek milli gelirin yaklaşık yüzde 78’ine yaklaştı. İnanılmaz bir borçlanma. Borç bizim...