Türkiye'yi güneyden kuşatma girişimi!
Barzani'nin yıllardır planladığı ve eyleme geçirdiği referanduma ilişkin önemli gelişmeler yaşanıyor. Bölge üzerindeki tasarrufları doğrudan sınırları etkileyen küresel güçler...
Barzani'nin yıllardır planladığı ve eyleme geçirdiği referanduma ilişkin önemli gelişmeler yaşanıyor. Bölge üzerindeki tasarrufları doğrudan sınırları etkileyen küresel güçler söylemlerini değiştirmeye başladı.Geçen hafta yazılı basın açıklaması yapan ABD Dışişleri Bakanlığı "referandum meşru değildir" demişti. Önceki gün ise aynı Dışişleri Bakanlığı bambaşka bir açıklama yaparak "tarafları masaya davet ediyoruz" dedi.ABD Dışişleri sözcüsü Heather Nauert'in açıklaması, 1990'lı yılların başında Irak'ın kuzeyine yönelik söylemleri andırıyor. O dönemde BM üzerinden Irak'ın kuzeyini karıştıran ABD, 36. paralel sonrasını uçuşa yasak bölge ilan ederek Irak'ı Barzani ve Talabani'ye pay etmişti.2001'de terörü bahane ederek petrolleri ele geçiren ABD, en büyük desteği Barzani ve Talabani'ye verdi. Devletin başı Talabani'nin, Irak'ın kuzeyi ise Barzani'nin oldu. Her iki ABD müdahalesinden en büyük zararı önce Irak halkın sonra Türkiye gördü.Çünkü I. Körfez müdahalesinde sınırlara dayanan ve Saddam'dan kaçan 300 binin üzerinde Kürt, uluslararası kamuoyunun baskısıyla Türkiye'ye alındı, sonrasında hepsi vatandaş yapıldı. Halbuki bu gruplar için güvenli bir bölge oluşturulup denetimi BM'ye verilebilirdi.Plan bambaşkaydı... Gelen Kürtlerin büyük bir bölümü kültürel ve dil yönünden Türkiye'den tamamen ayrıydılar. Entegrasyon sağlanamadı. Sonrasında bu büyük kitleler PKK terörünün patlamasına neden oldu. Öcalan'a verilen talimatla da bu kitle kullanılarak Türk-Kürt savaşının çıkartılması, terörün şehirlere yayılması planlandı.O zamanki devlet aklı, millet iradesiyle birleşince bu ortama müsaade edilmedi. 1995 sonrasında PKK'nın çöküş sürecine şahit olduk. 2001'de başlayan ABD müdahalesi bu çöküşü tam tersine çevirdi. 2001 sonrasında özellikle Irak'ın kuzeyinde yaşam alanı bulan PKK, Barzani'nin kontrol ettiği bölgede yeniden gelişmeye, büyümeye başladı.2002'de Türk siyasetindeki değişim bir süre sonra devlet aklının da uygulama metotlarının değişmesine yol açacaktı. Özellikle Ahmet Davutoğlu'nun dış politikadaki etkinleşmesi ve teorisini uygulamaya başlaması 1991'den sonraki ikinci büyük hataya yol açtı. Barzani ve Talabani de artık ABD gibi Türkiye'nin de müttefiki haline geldi. İş, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Barzani'nin peşmergelerini "eğit-donat" kapsamında silahlandırmasına kadar gitti.Maksat petrol ticaretinin geliştirilmesi, "geçmişin şahin politikalarının" terk edilmesiydi. Tam da bu dönemde başlayan çözüm süreci devlet aklının tamamen yitirilmesine yol açtı.Günler, aylar ve yıllar sonra bugünkü tabloya geldik.***Barzani, bin yıllık Türkmenli coğrafyasını da işgal etmiş durumda. Türk yurdu Kerkük'te devlet binalarına sözde Kürdistan bayrakları asılıyor, okullarda Barzani'nin eğitim sistemi uygulanıyor. Peşmergenin elindeki silahlara her geçen gün yenileri ekleniyor.Korsan referandum ile bölgedeki talandan "devletleşme" sürecine geçiş başladı.