Hırs ve hayat dersleri!
Günlük yaşadıklarımıza bakıyorum da dört bir yanımız ağır hayat dersleri ile kuşatılmış. İhtirasları gözlerini bürümüş insanlar, ailelerini, ait oldukları kurumları, ülkelerini akıl almaz şekilde ateşe atıyorlar.
Günlük yaşadıklarımıza bakıyorum da dört bir yanımız ağır hayat dersleri ile kuşatılmış. İhtirasları gözlerini bürümüş insanlar, ailelerini, ait oldukları kurumları, ülkelerini akıl almaz şekilde ateşe atıyorlar.
Atatürk’ü yok etmeye çalışırken altında kalanlar!
Büyük önderimizin aramızdan ayrılışının 82. yıldönümünde, yurdun her yerinde milyonlarca vatandaşımız yine Anıtkabir’e veya Atatürk anıtlarına koştular, trafik her yerde durdu. Birkaç örümcek kafalı yobaz hariç herkes Ata’sına saygı için caddelerde, meydanlarda ve sosyal medyadaydı. Şimdi insanlar işlerine gelmediği için pek hatırlamak istemezler ama 1990’larda Atatürk’ü en sert şekilde savunan bizler adeta köşeye itilmiştik. Televizyonlarda sansür başlamıştı ve egemenlik yobazlardan önce İkinci Cumhuriyetçilerdeydi, yani “Yetmez ama evetçi”lerin öncü kollarında! Neler yapılmadı ki...