Mustafa Kemal’in ‘iddia oranı’ 1919’da kaç çıkabilirdi?
İnsan denilen canlının bir beyni var. Her beynin de bir kapasitesi. Steve Jobs’un, Einstein’ın, Leonardo’nun beyni ile olağan faninin beyni bir değil.
İnsan denilen canlının bir beyni var. Her beynin de bir kapasitesi. Steve Jobs’un, Einstein’ın, Leonardo’nun beyni ile olağan faninin beyni bir değil. Bunu hepimiz biliyoruz. Savaşta da siyasette de durum farklı değildir. Devlet adamı vardır, başkan vardır, önder vardır ya da başkancık, öndercik vardır. Beynin kapasiteleri öyle kas gücü gibi geliştirilemez. Olsa olsa zamane hapları ile hafızanızın güçlendirildiğine veya bazı oyunlarla beyin hücrelerinizin canlı kaldığına inanırsınız, inandırılırsınız. Geçmişte Büyük İskender, Cengiz Han, Fatih Sultan Mehmet ya da Gandhi, Castro, Kennedy gibi beyinler tarihe damga vurmuşlardır.
Atatürk’ün sekiz katmanlı olağandışı beyni
Bizim önderimize gelince, devrimci kimliğiyle ve sekiz ayrı katmanla çalışan beyniyle, nasıl birbirinden o kadar farklı alanlarda ancak Leonardo da Vinci ile kıyaslanabilir bir ruh olarak faaliyet gösterebildiği, normal insanların kolay kolay algılayabileceği bir durum değil!