San Francisco manifestosu, Demiral olayı ve Olimpiyatlar
Dünya, birçok anlama gelen Batı ve Doğu olarak adlandırılan bir ayrım hattı içerir, hayali bir hat…
Takdir edersiniz ki, bu kısa makalede dünya tarihini ve bu ayrımın sürecini ele almam sağlıklı olmaz ama özetle batı, Doğu’yu ve Güney’i sömürmek üzere örgütlenmiştir. Kolonyal tavrıyla yüzyıllar boyunca Güney ve Doğu’daki ülkelerin iliğini emmiş, kendi zenginliklerini ve güçlerini ilerletmişlerdir.
“ORYANTALİZM” VE BATININ EGEMENLİK SAPLANTILARI
Filistin asıllı Amerikan filozof Edward Said, 1978’de yayınlanan ünlü kitabı Oryantalizm’de dünyadaki tarihsel ve sosyal akışa yön verecek ve özellikle Orta Doğu araştırmalarında bir devrim niteliğinde yeni bakış açıları getirecek fikirlerini gündemin orta yerine bırakmıştır.
Okumanızı tavsiye ettiğim bu kitaptan sadece birkaç paragraf kullanacağım:
“(…) Düşünceleri, kültürü ve tarihi anlayabilmek, derinlemesine inceleyebilmek için önce onların etki güçlerinin, daha doğrusu güç biçimlerinin incelenmesi gereklidir. Doğunun yoktan var edildiğine (ya da benim deyimimle Doğululaştığına) ve bazı şeylerin salt düşgücünün dayatmasıyla ortaya çıktığına inanmak ikiyüzlülüktür, samimiyetsizliktir. Batıyla Doğu arasındaki ilişki bir güç, bir egemenlik, karmaşık bir hegemonya ilişkisidir. Ve K.M. Panikkar’ın, Asya ve Batı üstünlüğü konulu, klasik eserinde son derece isabetli bir dille belirtilmiştir.