Ağlama…
Güneş batarken, kızıllık çatılara çöktüğünde, uzakta kimi evlerde“hiç gelmeyeceği” bekleme zamanıdır…Kimse konuşmaz…Kimi evlerde “hiç...
Güneş batarken, kızıllık çatılara çöktüğünde, uzakta kimi evlerde“hiç gelmeyeceği” bekleme zamanıdır…
Kimse konuşmaz…
Kimi evlerde “hiç gelmeyecek” için kulaklar kapı sesindedir…
*
Şehitlerin sevgilileri ağladığında, bebekleri küçük ellerini tabutların arkasından salladıklarında iyi bakın…
Bu bir kurşunun değil, bir milletin eseridir…
Eğer ihaneti başına taç yapmışsa bir millet, bu akan kana “kader”mi denilir?..
*
O sevgilisi elinden alınmış kadınların, yiğidi vurulmuş anaların, babası alınmış çocukların vebalini orada burada arama…
Ordusunu bitirip, eşkıyaya kucak açanı cumhurbaşkanı yapmış topluma dön bak…
Şimdi bu akan kanın sebebini aramak…
Nasıl bu kadar akılsız olunabilinir?..
*
Peş peşe tabutlar geliyorsa, o yiğitleri şehit eden teröristin kurşunları değildir…
Bir milletin gafletidir…
Ağlama…
PKK ile pazarlık başladı; oylar yüzde 46…
OSLO rezaleti yaşandı; oylar yüzde 49…
Apo’ya oda döşediler; oylar yüzde 50...
Teröristleri davulla karşıladılar; referandumda oylar yüzde 68…
Gitti burası “Kürdistan” dedi; cumhurbaşkanı oldu mu sana?..
(……….)
Böyle bir milletin dizine değil, başına vurması gerekmez mi?..