Baba gitti…
Tam dört tane “Baba geldi”, üç tane de “Baba gitti” yazım var…Baba geldiğinde “Baba geldi”,gittiğinde “Baba gitti” yazmışım…Eee Baba da durmadı yerinde…Yedi kez gitti...
Tam dört tane “Baba geldi”, üç tane de “Baba gitti” yazım var…
Baba geldiğinde “Baba geldi”,
gittiğinde “Baba gitti” yazmışım…
Eee Baba da durmadı yerinde…
Yedi kez gitti, altı kez geldi derler…
Daha doğrusu ne kadar “Baba geldi” varsa, o kadar da “Baba gitti” vardır…
*
Sondan bir önceki “Baba gitti”de, Güniz Sokak’ta komşuyduk, bizim evin yatak odasının penceresinden Başbakan Baba’nın evinin girişi gözükürdü…
Türkiye karışmıştı o günlerde…
Günde sekiz-on genç öldürülüyordu, sokağa çıkmak olanaksızlaşmıştı, askerler siyasetçileri “böyle giderse darbe
yaparız” diye uyarmışlardı, Demirel ile Ecevit bir türlü anlaşamıyorlardı, devlet adeta çökmüştü…
O günlerde darbe olacağı haberleri yaygındı…
Gece tıkırtılar geldi, camdan baktım bahçeye askerler dolmuş, miğferlerle Baba’nın arka bahçesi karpuz tarlası
gibi…
Ve gazeteyi arayıp yazdırmıştım: