Benzemez kimse sana…
Duvardaki çerçeveli fotoğrafa baktı…Duruşuna baktı…Kalpağına baktı…Mavi gözlerine baktı…Demek ki imrendi…“Bizim reis de böyle olsa” dedi içinden… * Tuttu reisin resmini...
Duvardaki çerçeveli fotoğrafa baktı…
Duruşuna baktı…
Kalpağına baktı…
Mavi gözlerine baktı…
Demek ki imrendi…
“Bizim reis de böyle olsa” dedi içinden…
*
Tuttu reisin resmini kesip, Atatürk'ün yüzünün yerine yapıştırdı…
Eminim uzaklaşıp baktı:
“Oldu mu, olmadı mı?..”
*
Olmuş mu?..
*
Çünkü Atatürk'e baktığında, sadece görülenleri değil, gözükmeyen daha nice şeyi de görür insan…
Beyaz bir at üzerinde düşünürsün mesela…
Hadi seninkini atın üzerinde düşün…
*
Gözlerine baktığında…
Askerler yürür…
Kağnı sesleri duyarsın…
Ve zaferi görürsün gözlerinin ta bebeğinde…
Burnun direği sızlar…
Kendiliğinden bir marş başlar…
Resmi kes yapıştır…
Ne duydun?..
*
O resimdeki dünyanın hayran olduğu askerdi…
Zeybek de oynardı…
Dans ederdi…
Rakı içerdi…
Milleti ile yüzmek için yüzmeyi öğrenmişti…
Yüzünü kesip yapıştırdın, tamam da…
Bir mayo giydir seninkine, bir bak…
Durdu mu?..
*
Belki düşündü ki kalpağının altına kesip koyarsam benzer…
Benzemez…
*
Mesela Atatürk'ün sadece kalpağını koy çerçeveye, sokağa çık “Bu kim?” diye sor…
Tanır millet…
Sadece “Mavi gözlüm kim?” diye sor…
Yanıt “Sarı saçlım” derler…
Türküsünü mırıldan:
“Kırmızı gülün alı var
Her gün ağlasam yeri var…”
Bilirler türküsünü, bir ağızdan söylerler, hüzün dinmez…