Davutoğlu’na çok açık mektup…
Bir:Seni sevmem…*İki:Çünkü ben; inançları, dini, imanı, Kuran’ı, Allah’ı siyasi çıkarlarına alet edenleri sevmem… Medeniyete sırtını dönüp çağdaş cumhuriyetimizi...
Bir:
Seni sevmem…
*
İki:
Çünkü ben; inançları, dini, imanı, Kuran’ı, Allah’ı siyasi çıkarlarına alet edenleri sevmem… Medeniyete sırtını dönüp çağdaş cumhuriyetimizi yıkmaya kalkanları hiç sevmem…
*
Üç:
Yine de söylemedi deme…
Parçası olduğun diktatörün geçmişini unutma…
“Kardeşim” dediği Kaddafi’nin kafasını taşla ezenlere bavul içinde para gönderdiğinizi unutma…
“Kardeşim” dediği Esad’a “o şeytandır” diyerek, Esad’a karşı ayaklananlara para, silah, bomba gönderdiğini unutma…
“Mesai arkadaşım” dediği Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ “silahlı terör örgütü başı” olarak hapishaneye kapatıldığında “savcı” kesildiğini unutma…
“Gurbet hasrettir… Hasret bedeli çok ağırdır… Biz, gurbette olup, şu vatan topraklarının hasreti içerisinde olanları aramızda görmek istiyoruz… Diyoruz ki, bu sıla hasreti artık bitmelidir, bitsin istiyoruz…” dediği Fetullah Gülen’e “Hainin inine gireceğiz” dediğini unutma…
“Küçük kardeşim” dediği, meydanda kürsüye çıkarıp yanaklarından öptüğü Hakan Şükür’ün başına geleni unutma…
Abdüllatif Şener’i unutma…
Abdullah Gül’ü unutma…
Bülent Arınç’ı unutma…
Hüseyin Çelik’i unutma…