Teneke düdükler…
Babam anlatırdı:Pantolonların diz kapakları içtenyamalıydı…Ayaklarında dipsiz ayakkabılar vardı.Kolları artık kısa gelen rengi solmuş ceketleri, koltuklarının altında eski gazetelerle...
Babam anlatırdı:
Pantolonların diz kapakları içten
yamalıydı…
Ayaklarında dipsiz ayakkabılar vardı.
Kolları artık kısa gelen rengi solmuş ceketleri, koltuklarının altında eski gazetelerle kaplanmış kitapları…
Yola koyuldular…
Üstleri-başları yoksuldu…
Albümlerinizdeki eski fotoğrafları açın; cumhuriyeti kuran kuşaklar objektife asla gülmeden ve nedense hep boyunlarını bükerek bakmışlardı…
Babam “Onuncu Yıl Marşı'nı kendi yaptığımız teneke düdüklerle çalardık…” derdi…
Her anlattığında babamın
gözleri dolardı…
*
Kendi yaptıkları teneke düdüklerle, yeryüzünün en donanımlı, en muhteşem, en inançlı, en gururlu bandosunu kurdular…
Teneke düdüklerle; yer kürenin en anlamlı senfonisini çaldılar…
Mustafa Kemal'in kurduğu Cumhuriyet'in yoksul ama yürekli çocukları, teneke düdüklerin marşları ile işte böyle yola çıktılar…