Yeni bir din...
Şehirde altı tane sinema vardı… Yaz gelince iki tane de yazlık sinema açılırdı, aileler düğüne gider gibi şık giyinip sinemaya giderlerdi… Bir tiyatro salonunda ayın belli günlerinde dışarıdan...
Şehirde altı tane sinema vardı…
Yaz gelince iki tane de yazlık sinema açılırdı, aileler düğüne gider gibi şık giyinip sinemaya giderlerdi…
Bir tiyatro salonunda ayın belli günlerinde dışarıdan gelen oyunlar oynanırdı…
İki tane konferans-toplantı salonu vardı Urfa’da… Çok sayıda içkili lokanta, bar dışında, yerlilerin “saz” dedikleri iki tane pavyonda erkekler eğlenirdi…
Sıcak yaz geceleri, şehrin merkezinde “Emirgan” adında bir çay bahçesine aileler çocuklarını da alıp giderler, masalarda semaverler kaynardı…
Balıklıgöl’de yüzme yarışları yapılır, asırlık çınar ağaçlarının altındaki beyaz örtülü masalarda yemek yiyenler yarışları seyrederdi…
İsteyen birasını içer, isteyen yakınlardaki kutsal mekanlarda duasını ederdi…
Son zamanlarda; sarmaşıklar arasında, üzerinde dans eden bir çiftin resmi olan bir yıkık duvar vardı, babam “Burası eskiden sahneydi” derdi…
★
Yıkım başlamıştı…
Şimdi; bütün restoranlar, sinemalar, eğlence yerleri kapatıldı…
Bir bardak bira içecek bir tek yer bulamazsınız koca şehirde, turistlere de yasak tabii ki…
Çarşıda-pazarda Türkçe konuşan neredeyse yok, şehir yarım milyon Suriyelilerin istilasında…
Günde 70 bebek doğuyor, 60’ı Suriyeli…
Urfa’nın eski aileleri çekip gittiler…
Yüzlerce tarikat yurdu, Kuran kursu, dergah açıldı, sarıklı-cübbeli tarikat mangaları caddelerde dolanıyor…