Bu güzel ülkeyi sadist vandallara teslim etmeyin!

Bugün Türkiye'nin kader günü. Bu seçimler sadece ülkemiz için değil dünya için de bir dönüm noktası niteliğinde. Nitekim Avrupa ve ABD güdümündeki nevrotik 'okyanus medyası' iki aydır...

Bugün Türkiye'nin kader günü.
Bu seçimler sadece ülkemiz için değil dünya için de bir dönüm noktası niteliğinde.
Nitekim Avrupa ve ABD güdümündeki nevrotik 'okyanus medyası' iki aydır propagandasını yaptığı "Yeni bin yılın Selahaddini'ni durdurun" hezeyanını dün de sürdürdü.
Ancak ne yapsalar da milletimizin iradesine pranga vuramayacaklar.
Halkımız, bugüne kadar iç çatışma, darbe, ekonomik ve siyasi kaos dışında bir icraatını göremediği parlamenter sisteme veda edip Türkiye'yi küresel aktöre dönüştürecek yeni bir modelin temellerini atmakta kararlı görünüyor.
İstikrar, huzur, barış ve refah kazanacak.
Yeni sistemin sağlıklı ve güçlü yürümesi için Cumhurbaşkanı'nın yanında güçlü bir Meclis'e de ihtiyaç var. Bu nedenle Cumhurbaşkanı ile parlamentodaki çoğunluğun aynı partiden olması Türkiye'ye hayati bir avantaj sağlayacak.

***
Seçim sürecine girdiğimizden beri dünya Türkiye'deki gelişmeleri çok yakından izledi.
Uluslararası camia seçimlerin ilk turda tamamlanacağı görüşünde. Türk halkı da aynı kanaatte.
Faşist vesayetçi odaklar, Anadolu'nun devrimci ruhu karşısında yine kaybedecek. Zira emperyalist siyasetin Türkiye'ye çektirdiği acıları unutmadık, unutmayacağız. Çünkü bu tür suçların kefareti olmaz.
Yani Hristiyan teolojisinin vazettiğinin aksine "Kıpkızıl günahlar ne yapılsa da kar beyazına dönüşmeyecektir..."
Bu bağlamda doğru yerde doğru kararı vermek zorundayız.
Büyük Kürt şairi ve mutasavvıfı Melayê Cizîrî'nin dediği gibi, "Talih fırsat verirse onu ertelemek haramdır..." Yoksa Victor Hugo'nun Javert karakterinde sembolize ettiği gibi tarihi hatalarımızın bedelini ömür boyu sürecek bir 'sefalet' ile ödemeye mahkûm oluruz.
***
Bu anlamda seçimlerde asıl mesele Türkiye'yi kimin yönetmesi gerektiğinde düğümleniyor.
Dolayısıyla bu seçimler milli iradeyi kabul etmeyen vesayetçilerin son kurşunu olacak.
Bugünkü yokuşu da tırmandık mı son düzlüğe çıkacağız.
Üç kıtayı birleştiren coğrafi hinterlandıyla hem dünyanın kesişme noktasında hem enerji havzalarının geçiş yolu üzerindeki Türkiye'yi bundan sonra kimse frenleyemez.
Milletimiz de yeni bir dünyanın arifesinde olduğumuzun farkında.
Ülkemizin sahip olduğu jeo-politik akıl, stratejik güç, jeo-kültürel dinamikler ile tarihi ve coğrafi ödevlerimiz zaten bizi bir dünya gücü olmaya zorluyor.
Vesayetçi politikalar artık mazide kalacak. Şimdi vakit, Yeni Türkiye'yi yakıp yakmaya yeltenen dış güçlerin içimizdeki sado-mazoşist taşeronlarını tarihin çöplüğüne gömme vaktidir.
Zira bu millet, ülkemizi yıkma arzusuyla tutuşan ruh hastalarına şimdiye kadar asla fırsat vermedi. Yine vermeyecektir!
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Trump’ın ‘Yeni Ortadoğu’ stratejisi 21 Kasım 2024 | 138 Okunma Siyonizm Batı’nın resmi ideolojisine dönüşüyor 19 Kasım 2024 | 102 Okunma ‘Ne iyi ne kötü!’ 17 Kasım 2024 | 155 Okunma Siyonistlerin ana hedefi Türkiye 16 Kasım 2024 | 124 Okunma Trump paradoksu 14 Kasım 2024 | 128 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar