Endişeye mahal yok! Her şey Taub’un kehanetindeki gibi...
Liberalizmi 'öznesi muğlak bir düzen miti'ne benzeten Edmund Fawcett, "Burjuva, Amerikan (1776) ve Fransız (1789) devrimleriyle Napolyon Savaşları'ndan (1799-1815) sonra yükselen sosyo-ekonomik ve demokratik hak taleplerini frenlemek için liberal...
Liberalizmi 'öznesi muğlak bir düzen miti'ne benzeten Edmund Fawcett, "Burjuva, Amerikan (1776) ve Fransız (1789) devrimleriyle Napolyon Savaşları'ndan (1799-1815) sonra yükselen sosyo-ekonomik ve demokratik hak taleplerini frenlemek için liberal ideolojiyi silah olarak devreye soktu. Amaç toplumdaki çatışmaları ve çelişkileri bitirmek ya da talepleri karşılamak değil, onları kontrol altında tutmaktı. Statükonun devamını sağlamaktı. Nitekim sağladılar da. Ve bu yolla iktidarlarını perçinlediler" tespitinde bulunur.
Ulusal düzeyden uluslararası alana geldiğimizde liberalizmin bir başka tutarsızlığı olan 'emperyalizm taraftarlığı' çıkar önümüze. Liberallerin en büyük açmazıdır bu. Her biri birer 'özgürlük havarisi' kesilen...