Fakirlerin oyu mu zenginlerin parası mı?

Allan Bloom, 1987'de çıkan 'Amerikan Aklının Tükenişi/ Closing of the American Mind' adlı eserinde sıradanlık ve ucuzluğun nasıl sosyo- kültürel hayatın her alanını esir aldığından şikâyet...

Allan Bloom, 1987'de çıkan 'Amerikan Aklının Tükenişi/ Closing of the American Mind' adlı eserinde sıradanlık ve ucuzluğun nasıl sosyo- kültürel hayatın her alanını esir aldığından şikâyet ediyordu. Dile getirdiği gerçek aslında ABD'nin krizi, daha doğrusu 'Amerikan Rüyası'nın büyü bozumuydu.
Küresel çerçevede ise Harvard'da 'uygarlık' dersleri veren N. Ferguson'un işaret ettiği tablo vardı: "Milenyumun ilk yılları Batı hegemonyasının küresel ölçekte sona erişinin başlangıcı olarak tarihe geçecek."
Bu tespitin doğruluğunu bugün ABD'de seçilmiş iktidarın oligarşik bürokrasi karşısındaki acizliğinde bir kez daha görüyoruz.

***
Atlantik'in trajedisi derinleşiyor. 'Vahşi değerleri'ni evrensel doğrular diye dayatan ve para birimini küresel rezerve dönüştüren ABD'nin bugün orta sınıfları fakirleşiyor.
Endüstrisi eskiyor, kentleri iflas ediyor, alt yapısı çürüyor, eğitim sistemi finanse edilemiyor, sağlık yapısı zorda, siyaseti işlerliğini kaybetmiş, yasalar halktan çok lobilerin çıkarını gözetiyor, ülkenin rejimi demokrasiden çok bir oligarşiye benziyor, neofaşizm yükselişte ve kutuplaşma ile ümitsizlik had safhada.
Somali, Irak veya Afganistan'daki terörü aratmayan Las Vegas katliamı ve önceki gün meydana gelen New York'taki travmatik saldırılar Amerikalıların rutini haline geldi.
Rüyaları giderek kâbusa dönüşen ABD halkı Washington'un 'oyunu' artık Latin Amerika, Ortadoğu veya Avrasya'da değil Ohio ve Detroit'de kurmasını istiyor.
***
Bu yüzden Donald Trump'ı iktidara getirdiler. Ancak o da çare olamadı. ABD'nin 1 trilyon 100 milyar dolarlık 2017 bütçesinin asla payı 700 milyar dolar ile yine askeri harcamalara ayrıldı.
Bu rakam Rusya, Fransa ve İngiltere'nin savunma harcamasının neredeyse on katı. Buna 20 trilyon dolarlık ulusal borç batağı da eklenince ekonomik girdabın boyutu netleşiyor.
Fakat sağlık, eğitim, konut, sosyal yardım, tıbbi ve bilimsel alanlardaki bu çöküş savaş lobisinin umurunda değil. Örneğin şu an Afganistan'daki savaşın her dakikası ABD halkına 4 milyon dolara mal oluyor. Ortadoğu'daki savaşların maliyeti ise toplamda 3 trilyon doları aştı.
***
ABD'yi daha büyük ve güvenli yapmak için askeri harcamaları savunan lobilerin paradoksu ülkeyi hızla fakirleştiriyor. Zira militarist kapitalizm artık istenen randımanı vermekten uzak. 2016 verilerine göre dünyadaki 31 milyar dolarlık silah ticaretinin 10 milyar doları ABD'nin 6.5 milyar doları da Rusya'nın tekelinde.
ABD'nin payı beş yıl önce beşte dörttü, şimdi üçte bire inmiş. Dünya ticaretinde de ABD'nin payı on yıl içinde yüzde 30'lardan 18'lere düştü.
***
ABD'nin iktisadi gücü bir bakıma Lockheed Martin, Boeing ve Raytheon gibi silah şirketlerinin kazancına dayanıyordu. Siyaset de kültür de bu gibi şirketlerin tekelindeydi. Yani militarist kapitalizm ile yönetilen ve beslenen 'savaş taciri' bir ülke var karşımızda.
Akademi dünyası, düşünce merkezleri, kongre, kartel medyası ve istihbarat örgütleri, Eisenhower'ın 1961'de dile getirdiği bu 'savaş endüstrisi'nin boyunduruğundan hâlâ kurtulabilmiş değil.
Müesses nizam diye bilinen bu savaş lobisi yüzünden, demokrasinin beşiği olduğu söylenen ABD'de zenginlerin parası ve çıkarları, her zaman fakirlerin oyunu alt etmiştir.
Bu gerçeği yoksul Amerikalıların iktidara taşıdığı Trump örneğinde bir kez daha acıyla tecrübe ediyoruz.
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Trump’ın ‘Yeni Ortadoğu’ stratejisi 21 Kasım 2024 | 162 Okunma Siyonizm Batı’nın resmi ideolojisine dönüşüyor 19 Kasım 2024 | 102 Okunma ‘Ne iyi ne kötü!’ 17 Kasım 2024 | 155 Okunma Siyonistlerin ana hedefi Türkiye 16 Kasım 2024 | 124 Okunma Trump paradoksu 14 Kasım 2024 | 128 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar