Biriyle iyi olunca, öbürüyle kötü mü olmak gerekiyor?
Son dönemde dünyadaki birçok devletin eski yöntemler ile yeni durumlar arasında sıkışmaktan kaynaklanan kararsızlıklar yaşadığı, dost-düşman tanımlarını esnek ve hatta kaygan bir zeminde...
Son dönemde dünyadaki birçok devletin eski yöntemler ile yeni durumlar arasında sıkışmaktan kaynaklanan kararsızlıklar yaşadığı, dost-düşman tanımlarını esnek ve hatta kaygan bir zeminde tuttukları söylenebilir.
Sadece Suriye konusuna doğrudan müdahil devletlerin birbirleriyle ilişkilerine bakmak bile, dost-düşman ayırımının lineer biçimde yapılamayacağını ortaya koymaya yetiyor. Örneğin Esad rejimi, İran, Rusya ve YPG ile dost; DEAŞ, ÖSO ve diğer muhaliflerle düşman, Türkiye ile çatışmalı, ABD ile mesafeli. Ancak Rejimin müttefiki olan İran, Rejimin karşı olduğu Türkiye ile Rejimin olmadığı bir masada Suriye’nin geleceğini ele alıyorlar. Esad’ın mesafeli durduğu ABD’nin en yakın müttefiki YPG, YPG de Türkiye hariç her devletle ittifak kuruyor. YPG, DEAŞ’la mücadele ediyor, Türkiye de DEAŞ’la mücadele ediyor; ama aynı