NATO nereye gidiyor?
NATO Parlamenterler Asamblesi Sonbahar Genel Kurulu, bir dizi tartışmanın açığa çıkmasına, bir kez daha vesile oldu. Her ne kadar tartışmalar daha çok Türkiye ile ilgili idiyse de, bunun tüm katılımcılar...
NATO Parlamenterler Asamblesi Sonbahar Genel Kurulu, bir dizi tartışmanın açığa çıkmasına, bir kez daha vesile oldu. Her ne kadar tartışmalar daha çok Türkiye ile ilgili idiyse de, bunun tüm katılımcılar açısından üzerinde düşünmeyi gerektirecek öğrenme süreçlerine katkı sağlayacağı umulabilir.
Bazı parlamenterlerin Türkiye’ye yönelik en temel eleştirileri, 15 Temmuz sonrasında alınan önlemlerin niteliği ile ilgiliydi. Kabul etmek gerekir ki, söz konusu eleştiriler sadece bu kurumdaki bazı parlamenterlerin görüşünü yansıtmıyor; Dünya’nın bir çok yerinde benzer görüşleri paylaşan çok sayıda siyasi ve ondan daha düşündürücü olan, çok sayıda toplumsal kesim var.
Yanlı ya da değil, kasıtlı ya da safiyane, her ne nedenle olursa olsun NATO içinde Türkiye’nin geleceği dert ediliyor ise, bu yaklaşıma olumsuz bakmamak gerekiyor. Günümüz koşullarında belki Türkiye’yi şu ya da bu iradeye sevk etmek için bu eleştiriler bir baskı unsuru olarak kullanılıyor olabilir. Ancak, sonuç itibariyle NATO müttefiklerinin daha demokratik bir Türkiye görme arzularının olduğu söylenebilir. Zira NATO içinde güçlü üye ülke olmak, sadece ordu gücüyle var olmak anlamına gelmiyor; bu güç aynı zamanda ekonomik ve siyasi olarak başkalarına referans olabilme yeteneğine de dayanıyor.
NATO’nun işlevi
Parlamenterler Asamblesi’nde ele alınan, daha ziyade ele alınması Türkiye tarafından zorlanan konu ise, NATO’nun işlevini yitirip yitirmediği konusu.