Bir sahafın dağarcığından
Geçenlerde bir vesileyle Yedigün dergisinin 1930’larda çıkmış sayılarını gözden geçirirken Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu’nun “Merdiven Efendisi: Sahaf” (sayı 5, 12 Nisan 1933) başlıklı...
Geçenlerde bir vesileyle Yedigün dergisinin 1930’larda çıkmış sayılarını gözden geçirirken Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu’nun “Merdiven Efendisi: Sahaf” (sayı 5, 12 Nisan 1933) başlıklı bir yazısı dikkatimi çekti. Zengin kültür ve bilgi birikimimizin yok olmasını önleyerek gelecek nesillere aktarılmasını sağlayan sahaflara saygım sonsuz olduğu için bu meslekle ilgili haber ve yazıları da bir gün bir şeyler yazmak düşüncesi ve ümidiyle not ederim. Eskilerin “Deli Nizam” dedikleri Nizamettin Nazif ne mi yazmış? Kim bilir ne önemli şeyler yazmıştır diye düşünerek okumaya başladığım yazının daha ilk cümlelerde büyük bir şaşkınlığa uğradım. Tepedelenli Ali Paşa’nın “deli” torunu neler yazmamış ki. . . “Sahaf eski devrin belli başlı çeşitlerinden biridir. Medrese kalktı, Darülfünun üniversite olmağa hazırlanıyor. İmaret ve fodla unutuldu. Sarıklı molla silindir şapkayı yadırgamıyor.