Cinuçen Tanrıkorur, Giuseppe Garino ve A
Rahmetli Cinuçen Tanrıkorur’un babası Zaferşan Bey’in eskilerin tabiriyle “nev’i şahsına mahsus” bir adam olduğundan geçen Pazar günü söz etmiştim. Babaların çoğu gibi, oğlunun...
Rahmetli Cinuçen Tanrıkorur’un babası Zaferşan Bey’in eskilerin tabiriyle “nev’i şahsına mahsus” bir adam olduğundan geçen Pazar günü söz etmiştim. Babaların çoğu gibi, oğlunun kendi başaramadıklarını başarmasını isteyen Zaferşan Bey, küçük Cinuçen’i -yabancı dil öğrenmede kendisinin yaşadığı zorlukları yaşamasın diye- ilkokuldan sonra İstanbul’daki yabancı okullar içinde yıllık ücreti en düşük olan İtalyan Lisesi’ne kaydettirir. Tanrıkorur, İtalyan Lisesi’nin hayatında son derece önemli bir yere sahip olduğunu söyler. Türk edebiyatı hocaları şair Halit Fahri Ozansoy ve Ziya Gökalp’ın damadı Ali Nüzhet Göksel, Fransızca hocaları da Madam Tempier ve Galatasaray Lisesi’nden gelen Père Elie ve Père Gauthier’dir. Bir hocası daha vardır ki, “dil ve kültür meseleleri üzerindeki düşünce sistemini” o şekillendirmiştir: Beş yıl boyunca öğrencisi olduğu İtalyanca ve Latince hocası Dr. Giuseppe Garino… Cinuçen Tanrıkorur’un bir resitali sırasında çekilmiş bir fotoğrafı Türkçe, Arapça ve Farsça dâhil olmak üzere yedi dil bilen ve Türk çocuklarıyla özel olarak ilgilenen Garino’dan sadece İtalyanca ve Latinceyi değil, kendi ülkesinin tarihini ve kültürünü sevmeyi de öğrenen Tanrıkorur, onun özellikle bir sözünü hiç unutmayacaktır: “Sizin bütün kültürünüz eski harflerinizle yazılmıştır. Eğer bu harfleri öğrenmeden ölecek olursan, öbür tarafta karşıma çıktığında seni tanımam, başımı çeviririm!” Cinuçen Bey’i, yabancı bir okulda okuduğu halde, devletin okullarında yerli öğretmenlerin horlayıp unutturmaya çalıştığı değerlere sımsıkı bağlayan, hafızasına bir kitabe gibi kazıdığı bu cümledir. *** İtalyan Lisesi’nde İtalyanca, Fransızca, Latince ve tabii Türk edebiyatı derslerinde çok başarılı olmakla beraber özellikle matematik dersinde çok zorlandığı için sınıfları ikmale kala kala geçen Cinuçen Tanrıkorur, son sınıfa geldiğinde İtalyancayı hem İtalyancadan Türkçeye hem de Türkçeden İtalyancaya kusursuz tercüme yapacak derecede öğrenmiştir. Hatta babasının Kuleli’den sınıf arkadaşı olan ve İtalya’nın Bordighera kasabasında yapılacak Uluslararası Palmiye Karikatür ve Mizah Yarışması’na katılmak isteyen Aziz Nesin’in ricası üzerine onun “Fil Hamdi” isimli hikâyesini on beş günde İtalyancaya çevirerek dünya birinciliğini kazanmasını sağlar (1955). Ancak Aziz Nesin, kendisi “mimli” olduğu için fişlenmesinden endişe etiği Cinuçen’in bu birincilikteki rolünden hiç bahsetmemiştir.