Cumhuriyet’in ilk yıllarında Ramazan dav

İki yıl önce bu köşede davul hakkında yazmış, eğer müminleri sahur vakti davulla uyandırma geleneği yaşatılacaksa belediyelerin bu işi sıkı bir nizama bağlamaları, her aklına esenin eline bir davul...

İki yıl önce bu köşede davul hakkında yazmış, eğer müminleri sahur vakti davulla uyandırma geleneği yaşatılacaksa belediyelerin bu işi sıkı bir nizama bağlamaları, her aklına esenin eline bir davul alıp sokaklara çıkmasını ve üç dört günde bir haraç toplar gibi kapılara dayanmasını önlemeleri gerektiğini ifade etmiştim. Ramazan davulunun çok yerli bir gelenek olduğu doğrudur. Ama şunu unutmamak gerekir ki, “eski mahalle sisteminde mahalleli davulcusunu tanırdı (çünkü genellikle mahallenin bekçisi çalardı davulu); günümüzde bu mümkün olmadığı için kapılarımıza davulcu olduklarını iddia ederek dayanıp para isteyenler kimlerdir, bilmiyoruz. Üstelik her seferinde başka bir davulcu (!) çıkıyor karşımıza. Sözün kısası, mevcut uygulama istismara açık, hatta çok tehlikeli. . . ” *** Geçenlerde, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Ramazan ve Ramazan gelenekleri hakkında neler yazılıp çizilmiş diye bilgisayarımın başına geçtim, Atatürk Kitaplığı’nın internet sitesinde Süreli Yayınlar bölümüne girip gelişigüzel bir yıl seçtim: 1926. Ramazan’ın o yıl hangi ayın hangi gününde başladığını tespit ettikten sonra Cumhuriyet gazetesinin 15 Mart 1926 tarihli nüshasını indirdim. Mahya şeklinde düzenlenmiş manşette celî sülüsle “Safa geldin mübarek Ramazan” ibaresi okunuyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kendini çocuklara adayan adam 09 Şubat 2020 | 242 Okunma Topladığı kitapları satmayan sahaf 02 Şubat 2020 | 321 Okunma ‘Zelzele verme Yârab’ 26 Ocak 2020 | 164 Okunma ‘İşgal günlerinde İstanbul’ 19 Ocak 2020 | 308 Okunma Kitap dostları ve düşmanları 12 Ocak 2020 | 512 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar