Nurullah Ataç ve Tevfik Fikret
Eski bir yazımda, Nurullah Ataç’ı dünya görüşüne, dil ve kültür anlayışına yüzde yüz karşı olduğum halde sevdiğimi yazmıştım. Kendini şiire...
Eski bir yazımda, Nurullah Ataç’ı dünya görüşüne, dil ve kültür anlayışına yüzde yüz karşı olduğum halde sevdiğimi yazmıştım. Kendini şiire adamışlığı, doğru bildiğini hatır gönül dinlemeden söyleyivermesi hoşuma gidiyor. Eski şiirimizi iyi bilir, hatta kekemeliğine rağmen çok iyi inşad ederdi. “Tilcik”ler uydurup “dörüt”lü, “asığ”lı, “koşuk”lu devrik cümleler kurmaya başlamadan önceki yazılarıyla tercümelerindeki Türkçesi harikadır. Evet, Ataç gibi yazarların, onlar gibi düşünmesem de, sanat, edebiyat ve düşünce dünyasına renk, hareket ve heyecan kazandırdıklarına inanırım. *** Ataç’ın en büyük kusuru kanaatlerini bazan duygularına veya kuruntularına yenilerek kolayca değiştirebilmesiydi. Ahmet Hamdi Tanpınar, bu aziz dostunun tezatlar içinde yaşadığını, yaratılışının büyük fikir saplantılarına ve kuruntulara çok müsait olduğunu söyler. Dil konusundaki fikirlerini beğenmediği için bu can dostunu defterden silen Ataç, bir rivayete göre “Kırtipil” lâkabının da mucidiydi. Dil anlayışını eleştiren Tanpınar’ın ismini son zamanlarında duymak bile istemediğini kızı anlatır. Dergâh mecmuası yıllarından beri hayran olduğu, muhaliflerine karşı cansiparane savunduğu Yahya Kemal’in şiirlerini de beğenmez olmuştu.