Osmanlı barışı ve Filistin

Edward Said, Filistin Sorunu isimli kitabında, Osmanlı hâkimiyetinin Filistin’de ne verimi azalttığını, ne de bu ülkeyi daha az Arap yahut Müslüman yaptığını ifade ettikten sonra, bir İngiliz şairinin, George...

Edward Said, Filistin Sorunu isimli kitabında, Osmanlı hâkimiyetinin Filistin’de ne verimi azalttığını, ne de bu ülkeyi daha az Arap yahut Müslüman yaptığını ifade ettikten sonra, bir İngiliz şairinin, George Sandys’in şiirini hatırlatır: “Süt ve bal akan ülke; yaşamaya elverişli bir dünyanın ortasında ve ılıman bir iklimde, güzel dağlar ve zengin vadilerle süslenmiş, mükemmel sular fışkırtan kayalar; hiçbir bölgesi esenlik ve servetten yoksun değil!” *** Osmanlı Devleti’nin uyguladığı “millet” sistemi, hâkimiyet tesis edilen topraklarda yaşayan halkların, dillerini konuşmada, inançlarını ve kültürlerini yaşamada serbest bırakılmalarını gerektiriyordu. Bu sistem, emperyalist Avrupa devletleri çomak sokuncaya kadar başarıyla uygulanmış, Ortadoğu ve Balkanlar, daha önce hiç yaşanmamış ve bir daha yaşanması mümkün olmayan bir huzur ve sükûnu tatmıştı. Gerçek Arap birliğinin Osmanlı asırlarında gerçekleştiği rahatlıkla söylenebilir. Ortadoğu’nun dinî ve etnik bakımdan en karışık bölgelerinden biri olan Lübnan’da bile Osmanlı hâkimiyetinin güçlü olduğu dönemlerde sağlıklı bir iç barış kurulmuş, bu barış belli ölçüde Fransız manda rejiminin kurulduğu 1920 yılına kadar devam etmişti. Osmanlı topraklarına ve bu topraklardaki zenginliklere göz diken emperyalizmin yaptığı ilk iş, asırlardır farklı ırk, din ve mezheplere mensup toplulukları bir arada tutan prensiplerin altını oymak, başka bir ifadeyle, ırk, din ve mezhep farklılıklarını düşmanlıklara dönüştürmekti. Bunun için, oryantalizm bir “keşif kolu” olarak kullanıldı. Napolyon, Mısır seferine çıkarken, yanına bir düzine oryantalist almıştı. *** Balkanlar’da kavmiyetçiliği körükleyerek, Ortadoğu’da ise Arapları kışkırtarak Osmanlı Devleti’ni sarsmaya başlayan emperyalistler, bir yandan da Filistin’de bir Yahudi devleti kurmayı planlıyorlardı. Yahudilerin uzun tarihleri boyunca, en rahat ettikleri, bırakın soykırımı, düşmanlıkla bile karşılaşmadıkları ve sıkıştıklarında sığınabildikleri tek ülke, Osmanlı ülkesiydi. Avrupa, Yahudilerin Filistin’e göçünü teşvik ederek kendi hastalıklarından biri olan antisemitizmi İslâm dünyasına ihraç etmiştir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kendini çocuklara adayan adam 09 Şubat 2020 | 242 Okunma Topladığı kitapları satmayan sahaf 02 Şubat 2020 | 321 Okunma ‘Zelzele verme Yârab’ 26 Ocak 2020 | 164 Okunma ‘İşgal günlerinde İstanbul’ 19 Ocak 2020 | 308 Okunma Kitap dostları ve düşmanları 12 Ocak 2020 | 512 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar