Seçkin bir entelektüeli kaybettik
Sevgili dostum Prof. Dr. Hüsamettin Arslan’ın vefat ettiğini önceki gün bir arkadaşım telefonla haber verdi; inanamadım. Hasta olduğundan bile haberim yoktu. Meğerse kanserin çok hızlı ilerleyen bir türüne...
Sevgili dostum Prof. Dr. Hüsamettin Arslan’ın vefat ettiğini önceki gün bir arkadaşım telefonla haber verdi; inanamadım. Hasta olduğundan bile haberim yoktu. Meğerse kanserin çok hızlı ilerleyen bir türüne yakalanmış ve arkadaşımın ifadesiyle adeta ayakta ölmüş. İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn. *** Hüsamettin’i 1980’lerin sonunda, İstanbul’da, okur yazar takımınca “Erenler” adı verilen, egzotik mekânlara meraklı turistlerin de pek rağbet ettikleri Çorlulu Ali Paşa Medresesi’ndeki nargile kahvesinde tanımıştım. İstanbul Üniversitesi’nde sosyoloji doktorası yapıyordu ve işsizdi. O tarihte Tercüman gazetesinin Kültür-Sanat sayfasını yönetiyordum ve bir elemana ihtiyacım vardı. Sohbetlerimizde farklı fikirleri ve yaklaşımıyla dikkatimi çeken Hüsamettin için -tabii kendisinin muvafakatini aldıktan sonra- genel yayın müdürümüz Taha Akyol’la konuşmuş ve Kültür Servisi’nde çalışmak üzere kadrolu olarak gazeteye aldırmıştım.