Soyadı hikâyeleri
E-Devlet Soyağacı Sorgulama sayfasına gösterilen ilgi doğrusu beni hiç şaşırtmadı. İnsanların nereden geldiklerini, soylarını soplarını öğrenmek istemeleri son derece tabiidir. Malumunuz, bugün...
E-Devlet Soyağacı Sorgulama sayfasına gösterilen ilgi doğrusu beni hiç şaşırtmadı. İnsanların nereden geldiklerini, soylarını soplarını öğrenmek istemeleri son derece tabiidir. Malumunuz, bugün taşıdığımız soyadlarının yüzde doksanının soylarımızla hiçbir alakası yok. Falih Rıfkı Atay, bir yazısında “Biz soyadlarımızı bir sabah kravat gibi taktık!” der. Daha da kötüsü, aynı soydan gelen insanlar, Soyadı Kanunu çıktıktan sonra çeşitli sebeplerle farklı soyadları almak zorunda kaldıkları için zamanla birbirlerini tanımaz hale gelmişlerdir. Üstelik nüfus memurları bazı ailelere öyle tuhaf soyadları dayatmışlardır ki, değiştirme imkânı bulamayanlar hâlâ taşıyorlar. Beğendikleri soyadları başkaları tarafından alındığı için ceberut nüfus memurlarca verilen soyadlarını kabul etmek zorunda kalanların ve seçtikleri soyadlarıyla sahip olmadıkları meziyetlere bedavadan konmak isteyenlerin komik hikâyeleri derlense bir mizah şaheserine sahip olurduk. Refik Hâlid Karay, Sırmasaç, Açıkgöz, Kulağıdalik gibi soyadlarını seçen bedavacılarla tatlı tatlı alay eder. Cemal Nadir de bir karikatüründe bu tuhaflığa işaret etmişti: Kapkara bir adam, soyadı Akışık; karısından dayak yiyen bir adam, soyadı Kazak vb. .