Türkler ve Ruslar
Geçenlerde bir kitabımın yeni baskısını hazırlarken bazı iktibasları kontrol etmek için Yahya Kemal’in kitaplarının sayfaları arasında gezinirken, 1922 yılı başlarında İleri gazetesinde...
Geçenlerde bir kitabımın yeni baskısını hazırlarken bazı iktibasları kontrol etmek için Yahya Kemal’in kitaplarının sayfaları arasında gezinirken, 1922 yılı başlarında İleri gazetesinde yayımlanmış “Bir Kafile” başlıklı yazısını yeniden okudum. Bozgunda Fetih Rüyası isimli biyografik romanımda kullandığım bu yazısında, Yahya Kemal, Mütareke yıllarında bir gün dinlenmek için girdiği bir kahvede şahit olduklarını anlatıyordu. *** Şair, Şehzadebaşı’ndaki kahvede sokağa bakan camın yanında oturup geleni geçeni seyretmeye başlamıştır. Kısa bir süre sonra kapının yavaş yavaş açıldığını, içeriye giren yüzü gözü kapalı, soluk çarşaflı bir kadının kendisine yöneldiğini görür; bir eliyle beş altı yaşlarında bir oğlanın, diğer eliyle de aynı yaşlarda çıplak ayaklı, takunyalı bir kız çocuğun elinden tutmuştur. Yahya Kemal, kendisine uzanan ele birkaç kuruş tutuşturup gazetesine gömülür. Birkaç dakika sonra gözlerine kadar uzanan bir el hisseden şair, başını kaldırıp bakar: Karşısında uzun boylu, astragan kalpaklı, kaputu aşık kemiklerine kadar uzanan dev endamlı bir Rus muhaciri. . . Yeleğinin cebinde eline gelen bir sikkeyi de ona uzatır. Biraz sonra kapı tekrar açılır; genç, dinç, boylu boslu bir kalpaklı daha girer, masasına yaklaşır, arzuhale benzer bir kâğıt uzatır.