Fener’in ışığı sönerken
Fenerbahçe, kadro değeri olarak ligin ilk üçünde ama gel gör ki bu kadronun sahada bir değeri yok. Dün Trabzonspor karşısında öyle bir ilk yarı oynadılar ki, soyunma odasına 3-0 yenik girmemeleri tamamen...
Fenerbahçe, kadro değeri olarak ligin ilk üçünde ama gel gör ki bu kadronun sahada bir değeri yok. Dün Trabzonspor karşısında öyle bir ilk yarı oynadılar ki, soyunma odasına 3-0 yenik girmemeleri tamamen şanstı. Fenerbahçe aslında maça hızlı başladı ve ilk 10 dakika Trabzonspor kalesini kuşattı ama bu kuşatmada rakip hatları yarıp gol yapacak bir isim yoktu Sarı- Lacivertlilerde. Tek gol ümidi, ahı gitmiş vahı kalmış Soldado’ydu. Ersun Yanal, rakip savunmayı Isla- Dirar ile sağdan yıkmayı planlamıştı ama Novak ve özellikle Nwakaeme’nin direnci bu hamleyi boşa çıkarttı. Solda Ayew’in var ile yok arasında yoka yakın olması nedeniyle beklenti göbekte toplanmıştı. Mehmet Topal liderlik yaparak takımı ileride tutmaya çalıştı fakat Jailson’un ‘futbolu unutması’ ile yalnız kalınca gücü de bir yere kadar yetti. Ne yaptığını bilmeyen ve bir şey de yapmayan Fenerbahçe’ye karşın sahada ayağa top oynayan, yardımlaşan ve soğukkanlı kalan bir Trabzonspor vardı. Göbekte Abdülkadir Parmak- Sosa uyuma, ortada Abdülkadir Ömür- Yusuf- Nwakaeme üçlüsünün dinamizmi ve ileride Rodallega’nın varlığı Bordo- Mavilileri başka bir kimliğe dönüştürüyor. Savunmanın uyumu da buna eklenince Fenerbahçe kontrolü ele almakta başarılı olamadı.