Kartal’ın sessizliği
Ne Beşiktaş, Beşiktaş gibiydi, ne de Wolverhampton Premier Lig ekibi gibi. Rakip İngiltere’den değil de Anadolu’dan gelmiş zayıf bir ekip görüntüsündeydi. İleride 1 adamını bırakıp topyekün...
Ne Beşiktaş, Beşiktaş gibiydi, ne de Wolverhampton Premier Lig ekibi gibi. Rakip İngiltere’den değil de Anadolu’dan gelmiş zayıf bir ekip görüntüsündeydi. İleride 1 adamını bırakıp topyekün savunmaya geçmişti. Koca bir ilk yarı boyunca tek organize atakları olmadı. ‘Bir puan alırsak çok şükür’ havaları hiç dağılmadı. Belki kendi açılarından haklılar; Premier Lig ateşten gömlek ve orada tutunmak servet demek, oysa UEFA Avrupa Ligi’nin Wolverhampton gibi düşük kalibreli takımlara hiçbir getirisi yok, o yüzden de fazla umursamıyorlar. Buna karşın Beşiktaş’ın durumu daha vahimdi. ‘Ters gitmeye görsün insanın işi, muhallebi yerken kırılır dişi’ misali takımın tüm kimyası bozulmuştu. Dün sahada iştahlı, galibiyet için saldıran, rakibi hataya zorlayan bir Beşiktaş yoktu. Abdullah Avcı’nın pas futbolu, geride al gülüm ver gülüm paslaşmasına dönüşmüştü.