Aile olmak ya da olamamak!
“Gişe Memuru” ve “Sarmaşık” filmlerinden sonra yönetmen Tolga Karaçelik yeni filmi “Kelebekler”de yine anlamlı, bu sefer de kara mizah bir hikaye anlatıyor.Üç kardeş meselesi hem edebiyatta hem de sinemada...
“Gişe Memuru” ve “Sarmaşık” filmlerinden sonra yönetmen Tolga Karaçelik yeni filmi “Kelebekler”de yine anlamlı, bu sefer de kara mizah bir hikaye anlatıyor.
Üç kardeş meselesi hem edebiyatta hem de sinemada sıkça ele alınır. Ünlü psikiyatrist Alfred Adler’in de eserlerinde sıkça dile getirdiği gibi, ‘aile kavramı’ üzerine çalışmalar yaparken üç kardeşli bir ailenin üzerinden kimi ilişkileri okumak, analiz etmek daha elverişli bir hale gelebiliyor.
Mesela üç kardeşli bir ailede, kardeşlerin en küçüğü diğerlerine göre özel bir ihtimamla büyütülmekte. Diğer iki çocuğa göre üzerine titrenilerek büyütülse de hiçbir çocuk ailenin en küçüğü olmaktan pek hazzetmiyor. Her şeyi yapabileceğine herkesi ikna etmeye çalışmak gibi kalıcı bir alışkanlık edinebiliyor çünkü. Güçlü olduğunu göstermek için sürekli ekstra çaba harcıyor.
“Kelebekler”deki üç kardeşin en küçüğü olan Suzan gibi. Özellikle de biraz alkol alınca erkekleşiyor, küfürlü konuşmaya başlıyor, sağa sola sataşıyor kendini ispatlamak ve sözünü dinletebilmek için. Üç kardeşin intihar eden annelerinden en çok ilgiyi gören de odur halbuki. Anne bütün masallarını ona anlatmıştır. Kocasıyla olan problemi ise adamın hep kendi işlerini öne çıkararak Suzan’ı yine ‘küçük bir çocuk’ gibi ezmesidir.
En küçük çocuk bazen dağılmak üzere olan bir aileyi de bir arada tutan kişi olabiliyor. Nitekim “Kelebekler”de Cemal ve Kenan arasında bir köprü vazifesi de görüyor Suzan çıktıkları yuvaya dönüş yolculuğunda. En büyük kardeş Cemal, babadan kardeşleriyle birlikte çocukluklarının geçtiği Hasanlar köyüne gelmeleri çağrısını alır. Böylelikle ilk çocuk olarak da ilk adımı o atar. Almanya’da astronot olmak için bir kariyer yapmış olsa da, uzaya çıkamamıştır henüz ama insanlık için küçük kendisi için büyük bu ilk adımı atmak ister. İlk çocuk, diğer kardeşlerin her anlamda büyüğü olmak gibi bir anlayışa sahiptir. Vücut olarak da, kafa olarak da, kariyer olarak da hepsinden büyük olmalıdır. Ama henüz uzaya çıkamamıştır Cemal. Bu yüzden Cemal söylediğinin yapılması için ısrarcı davranır, yumuşak başlı ama inatçıdır. Özellikle de Kenan’a karşı. Büyük çocuk ortanca çocuk için aşılması gereken bir kişidir. Kendi önünde bazı avantajları ondan önce ilk defa yaşamış biri vardır çünkü. İkinci çocuklar bu yüzden kendilerine yüksek hedefler koyarlar, bazen o kadar yüksek olur ki bu hedefler, sonuç hep hüsrandır. Kenan iyi ve popüler bir oyuncu olacağım derken komik videolarda seslendirmeci olarak çalışmakla yetinmek zorundadır. Hayal ettiğiyle yaşadığı birbirinden o kadar uzaktır ki iç huzurunu bir türlü yakalayamaz.