Zeki, komik ve yaratıcı
Türkiye tarihinin en can yakıcı hikayelerinden biridir Hayırsız Ada’da yaşanan köpek katliamı. 1910 yılında dönemin belediye başkanının talimatıyla İstanbul sokaklarından toplanmış 80 bin kadar...
Türkiye tarihinin en can yakıcı hikayelerinden biridir Hayırsız Ada’da yaşanan köpek katliamı. 1910 yılında dönemin belediye başkanının talimatıyla İstanbul sokaklarından toplanmış 80 bin kadar köpek Marmara Denizi’nde bulunan küçücük bir toprak parçasından ibaret olan Hayırsız Ada’da (bugünkü adıyla Sivriada) ölüme terkedildi. Adaya bir istimbotla yaklaşan Fransız yazar Robert Gillon bir yazısında şöyle bahsetmiş bu olay hakkında: “Yeni Jön Türk rejiminin, şehrin sokaklarının görünüşünü değiştirdiğini, bu arada sokakları dolduran binlerce köpeğin Marmara’daki ıssız adalardan birine atıldığını okumuştuk (…) Çok geçmeden Sivriada’nın burunlarından birinin açığından geçtik. O anda da köpek havlamaları duyulmaya başladı. Yüz değil, bin değil, sayılamayacak kadar çoktular! Kıyıdaki çakıllı kumsal üzerinde birbirlerini ezercesine itişip kakışarak koşuşuyorlar, etlerinden et kopartılıyormuş gibi havlıyor, uluyor, haykırıyorlardı!”
Bundan sonra yazdıklarını burada paylaşmak istemedim. Yaşananları okurken hayal etmek öyle acı veriyor ki… Ama şu kadarını söyleyeyim; İstanbul halkı bu köpeklerin acı çığlıklarını duymuş günlerce. Kimse de bir şeyler yapamamış…
Filmografisinde “Tenenbaum Ailesi” (The Royal Tenenbaums), “Büyük Budapeşte Oteli” (The Grand Budapest Hotel) ve “Yaman Tilki” (Fantastic Mr. Fox) gibi şahaser filmler bulunan yaratıcı yönetmen Wes Anderson’ın yeni filmi “Köpek Adası”nı izlerken bu gerçek hikayeyi hatırladım. Belki de yönetmenin kulağına bir yerden ulaşmıştır bu hazin hikaye ve sonu gerçekteki gibi kabus bir noktaya varmayan, insanın içine samimi duygular salan, bu güzelim filmi yapmaya karar vermiştir.