Aziz Yıldırım kirazı çok sever
Bugün başlık atarken zorlandım. Sonunda yine bizim Esat'a -Atalay- başvurdum. Son kararı o verdi. Aslında kimine göre basit bir olay. Bazıları için büyük felaketi yorumluyorum.1970'te tescil edilen Akhisar, 1907'de kurulan...
Bugün başlık atarken zorlandım. Sonunda yine bizim Esat'a -Atalay- başvurdum. Son kararı o verdi. Aslında kimine göre basit bir olay. Bazıları için büyük felaketi yorumluyorum.
1970'te tescil edilen Akhisar, 1907'de kurulan Fenerbahçe'yi yendi. Bu doğal karşılanmalı. Anormal olan bir sezonda bunun üç kez tekrarlanması. Sonuncu galibiyet onlar için en önemlisi idi. Kısa tarihlerindeki büyük başarıyı yakalamışlardı; "Türkiye Kupası zaferi".
İflah olmazlar
Maç yayını, yine a Spor ve kardeş kuruluşlarından gerçekleşti. Tabii öncesi ve sonrasıyla. Buraya özellikle dokunmak istedim. Bir sürü yorumcunun kıvırmalarına tanık olmak zevkliydi. Mesela İlker Yağcıoğlu. Bu futbolcu eskisinin, objektiflik yanının dumura uğradığı kesin. Hiç olmazsa maçı anlatan aynı takımın tutkunu Ender Bilgin'den biraz objektiflik dersi alması gerekirdi. İkilinin arasında kalan Erman Toroğlu gecenin en mutlusuydu. Bol bol espri yapıp, kahkaha attı. "Artık Fenerbahçeliler İzmir'e Akhisar üzerinden gitmezler" demeyi unutmadı.
Umudunu bu kupaya bağlayan Aykut Kocaman'daki dağılma ise iyice belirginleşti. Her cümlesi, arkadan gelenle çelişiyor. Örneğin, hakem Cüneyt Çakır'ı övdü mü, yerdi mi çözemedim. Eğer ligin bitimine 180 dakika kalmasa soluğu Saroz Körfezi'nde almış, volta atıyordu.
Bir şeyi daha eklemek istiyorum. Kocaman bu sene taraftarın alkışladığı tek bir maçı hatırlıyor mu? Her sezon olduğu gibi yine bir futbolcuyu hedef seçti. Onunla uğraşıp durdu. Aleks'in yerini bu kez Valbuena aldı.