Bayramların en tatlısı...
İnsanın yazım hayatı uzun olunca, kimi konularda kalem oynatmak zor geliyor. Daha doğrusu, aynı şeyleri tekrarlamak istemiyorum. Bu yüzden, kimilerine göre basit gibi görünen bayram yazılarında zorlanıyorum.
Bir yerde genç nesillerin olduğunu bilmek, insanı rahatlatıyor. Haliç Fener'deki evimizdeki hazırlıklardan söz ettiklerimi bilen epey okuyucum var.
Diğerleri için o yıllardan birkaç cümleyle de olsa bahsetmek şart. O senelerde, her dinden insanların mutfak imecesini hatırlatmak bile dostluk ve arkadaşlığa katkıdır.
Nobel'lik
Toprağı bol olsun bir Meri Teyze'miz vardı. Hayatını dillendiren bir dizi yapılsa, mutlaka "Nobel Barış Ödülü"ne aday gösterilirdi.
Vefat ettiği haberini alınca hüngür şakırt ağlamıştım. Düşünün bir Gregoryan kilisesinde gözyaşı döken bir Müslüman. Şaşıracaksınız ama, toprağa verildiğinde bir Ramazan Bayramı'nın ilk günüydü.