Biraz de tebessüm...
Pazar yazılarımı önceden veririm. Bu, cuma günleri çifte mesai yapmam demektir. Mavrama konu ararken uzun süredir ihmal ettiğim temayı hatırladım: Mizah. Bu da tebessüm demektir.Kafamda tarama yaparken, ilk...
Pazar yazılarımı önceden veririm. Bu, cuma günleri çifte mesai yapmam demektir. Mavrama konu ararken uzun süredir ihmal ettiğim temayı hatırladım: Mizah. Bu da tebessüm demektir.
Kafamda tarama yaparken, ilk hatırladığım Eyüp Karadayı oldu. Daha doğrusu 2010 yılında yayımladığı Ayıptır Söylemesi adlı kitabı. Karadayı dostumun ön söze aldığı fıkrayı unutmadım. Tam da güncel. Onunla başlayacağım:
"Ünlü bir dram artisti, kendisi gibi çok tanınmış bir komedi sanatçısına takılarak, biraz da hava atmak istemiş: 'İnsanları güldürmenin ne değeri var doğrusu anlamıyorum. Asıl zor onları ağlatmaktır. İşte ben bunu yapıyorum!'
Komedyen hiç laf altında kalır mı? Hemen cevabını vermiş; 'Senin yaptığın ağlatma işini bir baş soğan da yapar. Ama bana insanları güldürebilen bir sebze gösterebilir misin?'
Gerçekten de komedi sanatçısının dediği gibi insanları güldürebilen sebze var mı?"
Bu fıkrayı belki de bugünlerin güncel konusu sebze-meyve tartışmalarından esinlenmiş olarak anımsamış olabilirim.