CASA'nın hikâyesi
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne nakliye uçağı alımı için ihale açılmıştı. Başvurular arasında iki ülke öne çıktı; İtalyanlar ve İspanyollar. Gazetecilik adına olayı...
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne nakliye uçağı alımı için ihale açılmıştı. Başvurular arasında iki ülke öne çıktı; İtalyanlar ve İspanyollar. Gazetecilik adına olayı baştan sonra ilgiyle takip ettim. Önce İtalyan kuruluşu avantajlı konuma geçti. Hatta kazandıklarından o kadar emin hale geldiler ki, dönemin çok ünlü bir gece kulübünde kutlama partisi düzenlediler. İtalyanların Türkiye temsilcisi Musevi iş adamı burada çok iddialı konuşmalar yaptı. Yönettiğim yayın organında bu çizgiyi aşan söylevleri bire bir yayınladım. Sarf edilen lafların açığa çıkması değerlendirmenin tekrarına sebep oldu. Çünkü TSK rahatsız olmuştu.
O ortamda bir gün baktım karşımda meslektaşım Reha Erus oturuyor. Yanında da Air İtalia'nın basın halkla ilişkiler direktörü var. Yankı'nın yayınından rahatsızlıklarını kibar bir tarzda dile getirdiler. Hatta beni ülkelerine davet ettiler. Uçaklarının ne kadar güvenli olduğunu görmemi istediler. Vakit kaybımın olmayacağını, özel uçakla gidip gelineceğini bildirdiler. Ben ise "uçak mühendisi değilim" deyip teklifi reddettim. Bu bölümü bu kadarla noktalayacağım