Demirel'in çimentodan imzası
Okurlarımdan gelen eleştiriler başımın tacı. Dr. O.A. Kalafatçılar, "Eski Ekran Polisi'ni arıyorum. Siyasi konulara fazla yer vermeye başladınız. Sizin, benim gibi her görüşten okuyucunuz olduğunu zannediyorum....
Okurlarımdan gelen eleştiriler başımın tacı. Dr. O.A. Kalafatçılar, "Eski Ekran Polisi'ni arıyorum. Siyasi konulara fazla yer vermeye başladınız. Sizin, benim gibi her görüşten okuyucunuz olduğunu zannediyorum. Saygılar" şeklinde eleştirisi kabulüm. Demek ki uzun yılların birikimini benimle yaşayan eski bir dostun uyarılarını dikkate almam şart.
Espri ile karışık ilk anda verebileceğim cevap sadece "yaşlılık" olabilir. Samimi itirafım; eğer Esat Atalay arkadaşım olmasa daha neler okuyacaksınız neler. Bu da kendimle ilgili bir tespit.
Benzeri "doğruya doğru"ları sanırım hiçbir yazarda okuyamazsınız. Hani bu arada Abdurrahman Aksoy ve diğer arkadaşların övgülerine bayılmıyor değilim. M. Kemal Aktoprak'ın özetlediğim şu satırları ise çoğunun sesi:
"Merhaba Burhan ağabey, nasılsınız umarım sağlığınız iyidir. Sizin gibi değerli bir gazeteci ve iyi Beşiktaşlı'ya gerçekten ihtiyacımız var. Yazılarınızı okumak büyük keyif ağabey. Saat 24.00'ü vurunca hemen internetten yazını okuyorum. Ertesi sabah gazeteyi alıp tekrar okuyorum. Yazıların her okuyuşumda ayrı keyif veriyor. Bugün bu e-postayı atış amacım merhum Süleyman Demirel'i anmak. Ağabey yaşım 31. Onun siyaset sahnesinde olduğu günlerde pek politik birikimim yoktu. O da benim şanssızlığım artık. Sana rahmetli Demirel Baba ile ilgili duyduğum bir anekdotu aktarmak istedim. Demirel henüz genç bir mühendis ve 1950'li yıllarda Sinop ilinde bir baraj inşa eder. Zamanın şartlarına göre oldukça etkileyici bir yapıdır. Demirel yöre halkının övgülerine mazhar olur. Hep tevazu ile karşılık verir. Ancak onlardan birinin isteğini kıramaz ve bir çimento kalıbına imzasını atar. Yıllar sonra çıktığı bir seçim gezisinde imza attığı çimento kalıbını görür. Bu şahsı hemen tanır. Yanında bulunan kurmaylarına olayı anlatır hatta o şahsın adını da söyler. Yanındakileri hayran bırakır. İstek üzerine çimento kalıbından imzayı hatıra olarak alır.
Ben bu anıyı iki kuşak sonradan gelen birinin ağzından dinledim. Ama senin rahmetliyi ne kadar sevdiğini bildiğim için aktarmak istedim. Ağabey değerli vaktini aldığım için özür diler sana sağlık sıhhat dolu ömür dileyerek ellerinden öperim."
Bu tip örnekler o kadar çok ki, tamamını aktarmaya kalksam değil bu sayfanın gazetenin yeteceğini sanmıyorum.