Dinlerin Bayram İmecesi
Dünyaca ünlü "Kuyum Sanatçısı" Nişan Sevenyan'ın röportajını okudum. Şöyle diyordu; "Kumkapı'da altı bayramı yıllar yılı birlikte yaşadım". Çocukluğum dahil ilk...
Dünyaca ünlü "Kuyum Sanatçısı" Nişan Sevenyan'ın röportajını okudum. Şöyle diyordu; "Kumkapı'da altı bayramı yıllar yılı birlikte yaşadım". Çocukluğum dahil ilk gençliğimin tamamı onunki gibi geçti. Hatta fazlası vardı. Haliç-Fener'indeki unutulmaz günleri hatırladıkça burnumuz sızlıyor. Hele kapı komşumuz Meri Teyze ile Ata Ninemin müşterek bayram hazırlıklarını anlatabilmek zor. Yaşayanlar bilebilir. Eski tip evlerde merdivenlere gazete kağıtları serilir, açılan yufkalar üstlerine konurdu. Bunların arasından yürüyebilmek cambazlık isterdi. Ceviz assolistti, baklavalarda başka şey kullanılmazdı. Fındık kapıdan sokulmazdı. Ramazan süresince güllaçta aynı uygulama vardı. Kalbura bastıdan revaniye, tüm klasik tatlılar el emeği ürünleriydi. Ağızda dağılan sarmalar ve dolmalara börekler eklenirdi. Bölgedeki en önemli farklılığın "Deniz Mutfağı" olduğunu söylemeliyim. Yeri geldi büyük gerçeği itiraf edelim; Orhan Ayhan ağabeyin yaptığı midye dolmaları bizim rahmetlilerin ayarında. Bir keresinde Kınalıada'da hazırladıklarını kargoyla gazeteye yolladı. Müessese müdürümüz Recep Türkmen'in el koyup dağıttıklarından sadece bir tanesini kurtarabilmiştim. Lakerdalar mutlaka torikten kurulur özel mermerlere yatırılırdı. Şimdiki gibi istavrit değil, uskumrudan çirozlar genelde girişte yer alan iplerde kurutulurdu.
...