Hamam sefaları

Cüce Şubat, ıslık çalmaya başladı. Yani rüzgârlar kuzeyden esiyor. Üşüten uğultuyu duydukça aklıma Tahta Minare Hamamı geliyor. Semtimizin en önemli yeriydi. Allah rahmet eylesin iyi eğitimli ve...

Cüce Şubat, ıslık çalmaya başladı. Yani rüzgârlar kuzeyden esiyor. Üşüten uğultuyu duydukça aklıma Tahta Minare Hamamı geliyor. Semtimizin en önemli yeriydi. Allah rahmet eylesin iyi eğitimli ve kravatlı Necdet Bey'in yeriydi. Hamamın etrafındaki dükkan ve evlerle finansmanı sağlıyordu. Rahmetli, işletmecilikten çok ticaretle ün yapmıştı. Evimize yakın olduğu için burayı tercih ederdim. Semtin diğer ünlüsü Balat Hamamı'na sadece Haliç Kulübü'nün antrenman günleri giderdik. Orada soyunup, koşuya başlardık. Öyle böyle değil; taa Küçükçekmece'ye kadar.

Takımın teknik direktörü ünlü kalecilerden Ömer Kandemir'di. Bizim canımız çıkarken o Cemal Baba'nın 1951 model Plymouth'u ile arkadan takip ederdi. Düşünün Balat'tan K. Çekmece'ye gidiş-dönüş. Takım sonunda öyle hale geldi ki, herkes koşucuya dönüştü. Hatta lisemizin başmuavini bunu fark edip 4x400 ekibini futbolculardan kurdu. Bu dörtlü atletizm şampiyonasında İstanbul ikincisi oldu. Buna büyük katkının Haliç'in çalıştırıcısı Ömer Kandemir'in yaptığını itiraf etmeliyim. Onun geçmişi ile ilgili de bir iki not düşeyim.

Gülliver benzetmesi

Kaleci Ömer'in yıldızı ilk defa, dönemin önemli kulübü Adalet'te parladı. Hatta İsfendiyarlı, Metin Oktaylı Galatasaray'ı 1-0 yendiler. Ertesi günkü Hürriyet'te yayınlanan karikatür bu maçla ilgiliydi. Ömer tüm topları karşılıyordu. Cim-Bom'lu forvetler minik çizilmiş, Kandemir ise dev gibi gösterilmişti. Altındaki yazı şöyleydi; "Gülliver, cüceler diyarında".

Ömer Kandemir, Adalet'ten sonra da hep bugünkü adıyla Süper Lig'de oynamayı sürdürdü. Son olarak İzmir'in efsane ekibi Altınordu'ya transfer oldu. Oldukça iyi parayla. Aktif sporculuğu bıraktığında Haliç Kulübü'nde çalıştırıcılığa soyundu. Hamam sefaları da böylece başladı. Alkollü alemleri severdi. Sırf bu yüzden Balat Hamamı'nı tercih ederdi. Çünkü Necdet Bey, Tahta Minare'de bunlara izin vermezdi.

Nereden nereye geldik. Pek çok sahada duşların akmadığı yıllardı. Beşiktaş'ın emektarı Şeref Stadı'nda bile duş başlıkları yoktu. Gündüz Kılıç gelene kadar bu sorun devam etti. Bu yüzden Şeref'te antrenman sırasında ve maç sonunda semt hamamlarına gitmek zorunluluktu.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İzin 20 Kasım 2020 | 201 Okunma Bağırmayın!.. 19 Kasım 2020 | 354 Okunma Harekatlar 18 Kasım 2020 | 283 Okunma Ayak topu "bizim dünyamız" 17 Kasım 2020 | 143 Okunma Söylemler/çelişkiler 16 Kasım 2020 | 180 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar