Hep aynı yüzler
Daha önce ucundan, kenarından değindik, reklam yüzlerine. Olayın detayına inince işin ne kadar geniş kapsamlı olduğunu anladık. Bu konuda iki önemli yanlışlık var. Birincisi bazı isimlerin ekran sesi yok. Yine de her...
Daha önce ucundan, kenarından değindik, reklam yüzlerine. Olayın detayına inince işin ne kadar geniş kapsamlı olduğunu anladık. Bu konuda iki önemli yanlışlık var. Birincisi bazı isimlerin ekran sesi yok. Yine de her dalda sıkça kullanılıyorlar. Haluk Bilginer iyi oyuncudur. Dramdan komediye hangi role soyunsa altından kalkar. Peki bu özelliği "tarih bağlantılı" tür reklam filmlerinde oynaması için yeterli mi? Tabiî ki hayır. Sahne, sinema, dizi için uygun düşen ses tonu özel kampanyalarda zayıf kalmakta. Bir başka örnek Rutkay Aziz. Şimdilerde adı grevle anılan kahve markası reklamlarıyla hatırlanmakta. Gökdelende daire için seçilmesine ne demeli. Bir dönem merhum Tuncel Kurtiz'i aynı şekilde kurgulamışlardı....Elinde içki bardağından başka unsur göremediğimiz ünlüyü bu kez ayranla fark edince pes dedik. Bankada, GSM'de, hatta kadın pedinde aynı yüzler. Sizce bu seçimlerde gariplik yok mu? Ayarlamacılar futbol menajerlerini bile geçti. Aziz Yıldırım'ın sözünü tekrarlamamak mümkün değil; "Karşıma komisyoncularla gelmeyin". Televizyon reklamcılığında komisyon ve komisyoncudan geçilmiyor. Ekonomist geçinenler, sanat eleştirmenleri, artist bozuntuları ve daha kimler. Sonra da "reklamlar zaten izlenmiyor" savunmasına geçiliyor. Sen de izlettir! Bu kaçışın sebebi kim? Sensin kardeşim. Televizyon dünyasının en önemli dalını TRT'nin "necefli maşrapa" döneminden beter hale getirdiniz....Son ayların gerçek anlamda kaliteli ve akılda kalan reklamında Orhan Ayhan'ın sesi var. Nüfus kağıdı eskidikçe ses tonu gençleşiyor. O üç kas teli boks anlatırken başka, banka reklamında bir başka. Bu da önemli yetenek. Herkese nasip olmaz.Kaynak: Hep aynı yüzler - Burhan AYERİ