Hormonlu büyüme
Gazeteci arkadaşımız Mustafa Dolu'nun bir tespiti ile başlamak istiyorum. Ak Parti'nin iktidara yeni geldiği dönemdi. Meclis'teki oylamalarda "İtirazsız, kabul veya ret verilmesi"ni eleştirirken şu cümleyi kullandı; "Dikkat. Komutan...
Gazeteci arkadaşımız Mustafa Dolu'nun bir tespiti ile başlamak istiyorum. Ak Parti'nin iktidara yeni geldiği dönemdi. Meclis'teki oylamalarda "İtirazsız, kabul veya ret verilmesi"ni eleştirirken şu cümleyi kullandı; "Dikkat. Komutan sağda. Eller kalkacak. Kaldır". Aradan geçen bunca yıla rağmen hiç değişiklik yok. Bırakın Meclis'i, en basit işlerde dahi Erdoğan'ın onayını almak mecburiyetindeler. Bu uygulama sadece kararlarla ilgili değil. Medyada da aynı uygulamayı görüyoruz. Üstelik kapsam genişletildi. En somut örneği son "şeker mitingi"nde yaşadık. Gazete ve televizyonlara bu defa "görülmeyecek" emri deklare edildi. Anlayacağınız engellemeye en fazla muhatap olan muhalefet kesimi.
Gerçekler
Yaşar Usluer'in kaleme aldıkları, geçmişin günümüzle harmanlanması. Kullanamadıklarıma üzülüyorum. Son yolladığını fazla geciktirmeden aktarmak istiyorum:
"İYİ PARTİ'nin 1. Olağanüstü Kurultayı'nı görmeyenler sadece televizyonlar değil. Gazeteler de öyle. Zaman zaman kullandığımız mekanı cennet Demirel'in söylediği 'Keser döner, sap döner. Gün gelir hesap döner' sözü gibi elbet bir gün hesap dönecektir.
* Daha önceleri de belirttiğim gibi hiçbir iktidar ömür boyu baki değildir. 1994 seçimlerinde DYP İzmir Belediye Başkanı seçilen Burhan Özfatura, 1999 seçimlerinden önce Kordon'u doldurup yol yapacaktı. Viyadükler dikildi. Cumhuriyet Meydanı'na kadar dolum gerçekleştirildi. Tüm gazeteler, -Kordon yolu şöyle güzel olacak, böyle güzel olacak- şeklinde manşet attılar. Bahçeli kazanamayacağını bile bile aday çıkarınca -1994'te Türkeş aday göstermemişti- Özfatura kaybetti. DSP'nin adayı Priştina aradan sıyrıldı. İlk işi Kordon yolunu durdurmak oldu. Aynı gazeteler bu defa tam tersi manşet attılar. Hepsinin Ege temsilcilerini aradım. 'Ne oldu da 180 derece döndünüz? Özfatura için yazdıklarınızın mürekkebi henüz kurumadı' dedim. 'Abi, Biz de senin gibi düşünüyoruz ama patron böyle istiyor. Yoksa ilan alamayız' şeklinde cevap verdiler.
* Kurultay sonrası gazetelere baktım. Televizyonlar sizin de belirttiğiniz gibi üç maymunu oynamışlar. Sadece Sözcü, Cumhuriyet ve Yeniçağ manşetten verdi. Hürriyet, Habertürk, Karar, Millî Gazete, Yeni Mesaj, Yeni Asya gazeteleri en alttan çok küçük gördüler. Diğerlerinde tek bir kelime dahi yoktu. Yarın iktidar değiştiğinde bunların da 180 derece dönecekleri aşikardır.