İki bilete tiyatro reklamı
Reklamlarla doğrudan ilgilenmem Tercüman'daki ilk yıllarımda başladı. Genel Yayın Müdürümüz Güneri Cıvaoğlu idi ve fikirlerime önem verirdi. TIR'dan Taksi Plakalı Otomobil'e kadar kampanyalarda katkılarım...
Reklamlarla doğrudan ilgilenmem Tercüman'daki ilk yıllarımda başladı. Genel Yayın Müdürümüz Güneri Cıvaoğlu idi ve fikirlerime önem verirdi. TIR'dan Taksi Plakalı Otomobil'e kadar kampanyalarda katkılarım olmuştu. "Bir depo benzin de bizden" teklifim çok beğenilmişti. "Köşeyi döndürme" lafı da benim buluşum. Aradan geçen bunca yıldan sonra en tutulanı bu olduğuna inanıyorum. Dilimize yerleşti, kaldı. Hani Çocuklar Duymasın'ın Seyyar Tayyar'ı gibi konuşursam; "Patladı gitti".
Toprağı bol olsun çağdaş reklamcılığımızın babası Eli Acıman'ı damadının bir askerlik meselesinden dolayı tanıdım. Sonra Man Ajans'a sık uğrar oldum. İlk teklifimi Acıman'dan aldım. Bir dönemin yine ünlü şirketlerinden AjansAda'nın ortaklarından Nazar Büyüm'ün "Burhan'ı almak istiyorum" önerisini Cıvaoğlu'nun engellediğini yıllar sonra öğrendim.
İstanbul Reklam
Cağaloğlu'nde eski Hürriyet'in bir bina yakınında İstanbul Reklam'ın bulunduğunu bilen çoktur. Sahibi Süheyl Gürbaşkan şöhretini kısa filmlerle yapmıştı. Televizyondan önce sinema salonlarında gösterildiler. Şarlo ve onun kadar ünlü bastonunu mutlaka kullanırdı. Beyaz eşyadan deterjana kadar her üründe başarılı oldu. Özel cıngılı çocukların dilinden düşmezdi. Gürbaşkan ağzı çok iyi laf eden müthiş adamdı. Becerisini anlatmak için vereceğim en iyi örnek Türkiye güzeli ile evlenmesidir. Kaburgasındaki önemli sakatlığa rağmen bu evliliği yapabilmişti. Mustafa Tuna adlı arkadaşım vasıtasıyla tanıştım. Bir süre sonra, gazeteden aldığım paranın üç katını teklif etti. "Metin yazarlığı" yapacaktım. Kabul edemedim. Gerekçem aynı idi; "Ben haberciliği seviyorum kopamam".