Örtülü değil, aleni propaganda...
Adamlar televizyona çıkmış, ahkâm kesiyorlar. Sözüm ona siyasete hiza çekiliyor; "Devlet, ağırlığını tam oturtursa, HDP birkaç seçim sonra yok olup gider." Hepsi söyleyene destek veriyor.Onların...
Adamlar televizyona çıkmış, ahkâm kesiyorlar. Sözüm ona siyasete hiza çekiliyor; "Devlet, ağırlığını tam oturtursa, HDP birkaç seçim sonra yok olup gider." Hepsi söyleyene destek veriyor.
Onların gündeminde daha çok Kemal Kılıçdaroğlu var. Yerden yere vuruluyor. Arada Meral Akşener'i de ihmal etmiyorlar. birlikte nokta koyuyorlar: "İYİ Parti'nin durumu CHP'den farksız."
"Kemal Bey, Etimesgut'u avukatı Celal Çelik'e bıraktı" gibi ince oymaları sıkça dinliyoruz. Bunları söylerken, Burhan Kuzu, Hayati Yazıcı ve diğerlerinin politikaya nasıl girdiklerini hatırlamıyorlar. Ya da bal gibi biliyorlar da, işlerine gelmiyor. Bu arada Yüksek Yargı'daki pek çok ismin geçmişteki katkılarını da unutuyorlar. Tuhaf bir seçim kampanyası geçirdiğimiz kesin. İktidar bu defa Türkiye'nin en geniş medya grubunun desteğine de sahip.
Ya akademisyen
Aralarında bir de profesör var. Aynı gece unvanı yükseltilip aynı gece Polis Akademisi'ne atanan zat. Arada öyle bir belge ve bilgiler sunuyor ki, nerede görev yaptığının belgesi âdeta. Tunç Soyer için öne sürdüğü iddiaları "sesli ve görüntülü belgesi var" şeklinde sunacak kadar donanımlı.
CHP'deki istifalar için âdeta bayram ediliyor. Tuhafıma giden içlerinde en aklı başında sandığım biri Akif Hamzaçebi'nin Küçükçekmece'den aday yapılan akrabasını protesto için genel sekreterliği bıraktığını öne sürüyor. "Bari İBB adayı yapılmadı" deyip bıraksa daha inandırıcı gelecek.