Papatya falı istifalar
Hedefteki belediye başkanlarının durumu sadece Ak Parti için değil herkese sıkıntı haline geldi. Yumuşak başlılar zorluk çıkarmadan istifalarını verdiler. Kimi bulmaca gibi konuşup, koltuğunda oturmayı...
Hedefteki belediye başkanlarının durumu sadece Ak Parti için değil herkese sıkıntı haline geldi. Yumuşak başlılar zorluk çıkarmadan istifalarını verdiler. Kimi bulmaca gibi konuşup, koltuğunda oturmayı sürdürüyor. Şimdiden belirteyim gazetenin rotatifi dönene karar durum değişebilir. Bu yüzden, fazla iddialı olmamaya özen gösteriyorum.İlginç olan arada sürpriz istifalara tanık olmak. Mesela Sakarya Milletvekili Şaban Dişli'nin durumu. Kısa süre önce Erdoğan'ın başdanışmanı yapıldı. Birden istifa haberi geldi. Gerekçesi önemli; "Parti içinden bana yöneltilen imalardan rahatsız oldum". Demek ki 15 Temmuz'un kalkışmacı ismi general kardeşinin vebalini taşıyamadı. Ağabey Dişli'yi haysiyetli davranışından dolayı kutlamak gerek.SallayanlarBir de ekran tartışmacıları var. 24 saat önce "yarın bu iş tamam" diyenler ertesi gün "uğraştıracak" yorumunda bulunuyorlar. Resmen kıvırıyorlar. Bir de pişmiş kelle gibi sırıtmaları yok mu? Anlaşılan, artık "Ahkâm kesmek" zorlaştı. "Ben söyledim oldu" lafını etmek için iki kere düşünmeli. En iyisi papatya falı bakmak. Ya da günde beş defa kahve içip telvede çözüm aramak. Ne çıkarsa bahtına."Kasetle yedi"Gece Görüşü ekibine katılan İsmail Saymaz'ı beğenenlerdenim. Birisi hakkında konuştuğu zaman mutlaka sağlam bilgi sunuyor. Siyasi hayatımızdaki video-kasetlere yüklendi. Zamanında Melih Gökçek'in yerine aday gösterilmeye hazırlanan Turgut Altınok'un bu yöntemle devre dışı bırakıldığını söyledi. Deniz Baykal -acil şifalar- ve bazı MHP'lilerin, FETÖ'cülerle iş birliği yapılarak tuzağa düşürüldü imasında bulundu.CNNTURK'teki programda konuşan Gürkan Hacır, "anti Gökçek" tavrını sürdürdü. "Onun için -sempatik- diyorlar. Aslında pek çok kişiye göre -antipatiktir- dedi". Gökçek'i savunan tek isim yine Nevzat Çiçek'ti. Melih Bey'in "Yeniden Millî Mücadele" ekolünden geldiğini söylerken, sanki gurur teşhiri yaptı. Acaba neden? Yoksa ilişkisi mi vardı?Doğan Grubu, Hande Fırat'ın programını bazı isimlerini parlatma yeri görmeye başladı. Deniz Gürel'in kendi yoktu ama, sesi ile sınıfı geçti. Serkan Demirtaş, hafif kaldı. Sadece bir cümlesi akılda yer etti; "Görevden almalarda, tek kriter başarısızlık değil". Sizce geriye hangi olasılık kalıyor?***Kayıp aranıyorCumhurbaşkanı'nın emrine rağmen bir türlü sonlandırılamayan yardımcı doçentlikten söz etmek istiyorum. Daha doğrusu bu unvana sahip birinden bahsedeceğim; Selman Öğüt. Bilgi notunda "Hukuk ve İnsan Hakları Araştırmacısı" yazılı bu akademisyen ekranların hırçınlar listesinde. Kesinlikle ilk üçe girer. Dili kadar yazıları da sivri. Sanırım aşağıdaki kısa örnekler onu anlatmaya yeterli:* Müfteri, alçak ve ahlaksızlar çetesi yine iş başında.* Demagog ahlaksızlar, bu sahneyi sulanmış beyinleriyle çarpıtıyorlar.* Şimdi ise salyalarını akıtarak saldırıyorlar.Yine akademisyen olan bir dostumun yorumuyla "Öğretim üyesinin, bu dili kullanması doğru değil." Türkiye Büyük Millet Meclisi "Anayasa Uzlaşma Komisyonu"nda uzman olarak görev almış birine bu tarz yakışmıyor. Halen SETA'da çalışması, iki defa daha dikkatli olmasını gerekli kılmakta.Selman Öğüt konuşmacıların sözünü keserek, kameralara oynayarak, çizgisinde olanlarla -örneğin Burhan Kuzu hocam- söylem birliği yaparak devamlı gündemde kaldı. Hatta kimileri "yeni Rasim Ozan Kütahyalı" yakıştırması yaptılar. Öğüt'ü en son 6 Eylül 2017 akşamı Habertürk'te görebildik.Akademisyen dilini, siyasetçi diliyle karıştıran Öğüt niye kayboldu? Doğrusu merak ediyoruz. Emir yukarıdan mı geldi? Bu kadar Ak Parti söyleminden sonra "yakında iyi bir görevle karşımıza çıkar" ise kimseye sürpriz olmayacağı kesin.Bir sürü belediye başkanının istifa etti/etmedi tartışmaları arasında bizimki bir dost analizinden alıntı. Keşke kendisi de bir yardımcı Doçent olan Selman Öğüt, bu unvandan kurtulma hakkındaki düşüncelerini açıklasa. Böylece YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç üstünde etkisinin olup olmadığını öğreniriz. Kısacası, tüm kural tanımazlığına, hırçınlığına rağmen ekrandaki başarısız saç ekimi görüntüsünü özledik!***Nice 112 yıllara20 Ekim 1905, Galatasaray Kulübü'nün kuruluş tarihi. İlginçtir adı spor kanalına çıkmış ekranlar, bu önemli tarihi 1-2 kabir ziyareti ile geçiştirdiler. Sadece TRT Spor'un konuya yeterli ağırlığı verdiğine tanık olduk. Bu konuda başlangıç Orhan Ayhan'la tarafından yapıldı. Ekrana taşınan belgeleri ilgiyle izledik.Konuk olarak Prof. Dr. Duygun Yarsuvat'ın çağrılışı isabetliydi. Camiada dekan, rektör ve kulüp başkanlığı yapan birini ekrana çıkarmak düşüncesini beğendik. Üstüne üstlük Galatasaray takımının son şampiyonluğu onun başkanlığında kazanıldı. Tarih yad edildi. Galatasaray-Fenerbahçe dostluğunun yaşandığı günler anıldı. Bu arada bildiğiniz gibi dünyanın en önemli derbisi kabul edilen kapışmalardan birine daha yarın tanık olacağız...