Seçim Duayeni olabilmek...
Hayli uzun bir gecenin sabahında onurlandırılmak önemli. Önce neden uykusuz kaldığımın sebebini anlatayım. Ana nedeni tek kelime ile söyleyebilirim: Futbol. Bu tutkumun etkisi pazar günü öğleden sonra başladı....
Hayli uzun bir gecenin sabahında onurlandırılmak önemli. Önce neden uykusuz kaldığımın sebebini anlatayım. Ana nedeni tek kelime ile söyleyebilirim: Futbol. Bu tutkumun etkisi pazar günü öğleden sonra başladı. Erzurum-Malatya, Bursa-Antalya derken arada ne kadar naklen yayın varsa, hepsine göz attım.
Akşama doğru Akhisar'a geçtim. Gece River Plate-Boca Juniors'a "Libertadores" yani Güney Amerika'nın Şampiyonlar Ligi'ne takıldım. Bir de uzatmaya gitmez mi... Sonuçta, Acun Ilıcalı'nın takımı River Plate 3-1'le kupayı Madrid'de alıp Arjantin'e götürdü. Bu arada on binlerce taraftarı kıtadan kıtaya taşıma işinden THY'nin de bir şeyler kazandığını öğrenmekle sevindim.
Beni ilgilendiren
Asıl mutlu olduğum FOX TV'deydi. İsmail Küçükkaya'nın Çalar Saat'inde dirildim. İsmail, Yeniçağ'ı eline aldı ve köşemin başlığını okudu: "Kendisi seçim konusunda duayendir." Küçükkaya'ya teşekkür ediyorum.
Duayenlik konusuna gelince, epey anım var. Benim bu işlere baktığım yıllarda teknoloji fukarasıydık. İki ajans ve yurt muhabirlerimizin aktardıklarıyla yetinmek zorundaydık. İnanır mısınız son ara baskıyı tamamladığımızda iki kulağım da kıpkırmızı olurdu.
Haydi adlarını vermeyeyim, öyle genel yayın müdürleriyle çalıştım ki, konuk oldukları yerde ellerinde 12 yıllık viskiyle arada bir "patronluk yapmakla yetinirlerdi." Gazeteye uğramazlardı bile.