Sevilmeyen iki ülkeden biriyiz
Tarafsız Bölge'de Prof. Dr. Faruk Şen'in anket sonuçlarıyla desteklediği konuşmaları ilginçti. Hoca ile epey bağlantımız oldu. Hatta iki kez Almanya'ya davet etti, gidemedim. Artık, Türkiye'de kurduğu üniversiteyi...
Tarafsız Bölge'de Prof. Dr. Faruk Şen'in anket sonuçlarıyla desteklediği konuşmaları ilginçti. Hoca ile epey bağlantımız oldu. Hatta iki kez Almanya'ya davet etti, gidemedim. Artık, Türkiye'de kurduğu üniversiteyi yönetiyor. Prof. Dr. Şen'in, taa Doğu Almanya döneminde başlayan ve bugünlere kadar gelinen Türkiye karşıtı çalışmaları ortaya koyuşu çok netti. Bir zamanlar "en sevmediğiniz 20 ülke" sorusunda 19. sırayı alıyorduk. Bu daha sonraları 14'e geldi. 2013 sonrası nefret edilenler arasında Suriye ile birlikte ilk iki sıraya yerleştik. Yine anket sonuçlarına bakarsak Recep Tayyip Erdoğan da "sevilenden", "nefret edilene" dönüştü. İslamafobi de aynı şekilde arttı. "Türkiye karşıtlığı" ile birlikte gelişti. Burada dikkati çeken husus, göçmen akını ile birlikte anti-propagandanın hız kazanması.
Yine Faruk Şen'e göre Spiegel başta tüm özel televizyonların en önemli malzemesi Türkiye ve Türkler. Verdikleri 10 haberden 7'si bizimle ilgili. Tahmin ettiğiniz gibi bunların tamamı aleyhimize. Yazılı medyadaki durum TV'lerden farksız. Anlaşılan bu tezgah belli bir merkezden yönetiliyor. Yeni kampanyaları ise turizmimizi vurma üstüne; "Türkiye'ye gitmeyin, tutuklanırsınız". Bu karalamanın ana nedenini dün ve önceki gün yazmıştım. Özetlersem "AB ülkelerindeki seçimler". Yani yabancı düşmanlığının sandıkta prim yapması. Öteki de DEAŞ'ın eylemleri. Bunda da "örgütün gelişip büyümesine Türkiye neden oldu" saplantısı. Son suçlamada hiç mi kabahatimiz yok? Biraz düşünün. "IŞİD, Sünnilerin patlamasıdır" diyenler belli. Ortada dolaşıyorlar. Tek örnekle yetineceğim.
Almanya, Avusturya, Hollanda ile yıkılan köprülerin tamiri imkansız gibi. Sayın Cumhurbaşkanı susmamayı sürdürüyor. "Gerilim politikası"nı seviyor. Dileğim "16 Nisan sonrası" bu işe son vermesi. Aksi halde her anlamda durum kötüleşecek. "Ekonomik ambargo" konuşulur hale geldi. "AB'nin basiretsiz açıklamaları" diyerek, büyük tehlikeyi durdurmak mümkün değil!
***