Srebrenitsa'daki kahraman Türk

Size bugün bir Türk gazeteciden, Coşkun Aral'dan bahsetmek istiyorum. Coşkun'la hiç de az sayılmayacak bir süre Akşam gazetesinde birlikte çalıştık. İlginç bir yapısı vardı. Ya eşi Deniz'le birlikte işe giderdi, ya da çetrefilli işlerde tek başına göreve koşardı. Onu Srebrenitsa'da boynunda fotoğraf makinaları, elinde kaleşnikofla gördüm. Sırplara kurşun yağdırışını gözümü kırpmadan izledim. Ben de bizzat Aral'ın Bosna savunulurken gösterdiği kahramanlıkların tanığıydım. Coşkun 4 yılı aşkın direnişi iliklerine kadar yaşayanlardan biri oldu. Sonrasında Coşkun'u İrlanda'da da gördük.

Direnişin belgeseli

Bölgeyi "Kur'an'la zırhlamak"tan ne anlarsınız? Aliya İzzet Begoviç'in halkıyla birlikte yaptığı direnişin en güzel tanımıydı bu. Begoviç'in mücadelesi ve duruşuyla Dayton Anlaşması'na kadar ulaşıldı. Bu konuda TRT'de Srebrenitsa ile ilgili  çok güzel bir belgesel izledim. Şu andaki Bosna yöneticilerinden biri o yıllarda İstanbul Belediye Başkanı olan Tayyip Erdoğan'ın kendilerine verdiği desteği gündeme getirdi. Bosna'dan İstanbul'a getirilen yaralılara sağlanan tedavi desteği tamamen Erdoğan'ın kişisel başarısıdır. Hatta şu anda kapısında "Boşnak Hastanesi" tabelası bulunan yeri o kurdu. Tarihsel ortak geçmişimiz olan Müslüman Boşnaklarla bağlarımızan sıkı şekilde devam etmesi ne güzel..

İşiniz yandaş beslemek mi?

Türk Telekom, kampanya ilanlarının dağıtımına aynı yanlılıkla devam ediyor. Yeni ilanlarını verdikleri gazetelere bakıyorum, hep aynı grubun gazeteleri. Çok pişkinler, sanki diğer gazetelerin okuyucuları içinde Türk Telekom müşterisi yok gibi davranmayı sürdürüyorlar. Bu konuda görevlendirilenlerin, işlerinin gereğini yapmak yerine yandaş basını beslemeyi tercih etmeleri, çalıştıkları kuruma ihanet değil de nedir? Ey Türk Telekom, böyle kurumsallık olur mu? İktidarların gelip geçici olduğundan haberiniz yok mu?

Keçiler kurtuldu atlar fıstık gibi...