Toplum hizmetinde iki yapımcı
Hafta sonu belki de ilk kez futboldan nefret ettim. Bunda, neyi izleyeceğimin kararsızlığı etkin oldu. Araya serpiştirilen basketbol ve voleybol maçlarını "seyir defteri"ne dahil etmiyorum. Bu bıkkınlıkta lodosun etkisi var...
Hafta sonu belki de ilk kez futboldan nefret ettim. Bunda, neyi izleyeceğimin kararsızlığı etkin oldu. Araya serpiştirilen basketbol ve voleybol maçlarını "seyir defteri"ne dahil etmiyorum. Bu bıkkınlıkta lodosun etkisi var mıydı bilemiyorum. Hele maç anlatımlarındaki cehaletlere tanık oldukça, sinirlerim iyice bozuldu. S Sport'ta Newcastle-Leicester'ı anlatan spikerin bir tek cümlesi sanırım yeterli örnek olacak; "Rakibinin arka ayağına bastı". İnsanlar ne zamandan beri dört ayaklı oldu? Bu çocuğun sanırım anlatmak istediği "ayağının arkasına bastı" olacaktı. Daha neler neler.Galatasaray 2-0 geriye düşünce bayram eden yorumcular vardı. Mesela İlker Yağcıoğlu. Kendisine tavsiyem FB TV'dekiler gibi sarı-lacivertli forma giymesi. Hoş BJK ve GS televizyonundakilerin de pek farkı yok.Dikkat edin müthiş! spor yayınlarımızdan fazla tespit aktarmadım. Gözünü seveyim TRT ekolünün. Nasıl bir okul olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz. Oysa özel kanallarda kızın bacakları güzelse spor servisine alınmak için yeterli.