Torbadan kim çıkarsa huzurunuzda
Magıc Box'tan beri bu kadar karışık bir dönem yaşamadık. Haydi o zamanlar her bakımdan amatördük. Hangi filmin ne zaman oynayacağı belli olmazdı. Kanallar çoğaldı karmaşa arttı. Normale dönüş...
Magıc Box'tan beri bu kadar karışık bir dönem yaşamadık. Haydi o zamanlar her bakımdan amatördük. Hangi filmin ne zaman oynayacağı belli olmazdı. Kanallar çoğaldı karmaşa arttı. Normale dönüş epey zaman aldı. Yani neyin ne zaman izleneceği düzene girene kadar. Amerika'nın hatta dünyanın en yüksek tirajlı program dergisi TV Guide'ın koyduğu kurallar yakalandı. Sevindik. Bu rehber yayının, akışlarını verdiği kanallara şartları vardır. Eğer gönderilen metinlerde değişiklik yapılırsa kara listeye alır. Anında boykot uygular. Bu yüzden denetim unsurudur diyebilirim. Referandum dönemi, Türkiye'deki yayıncılık açısından en kötü günler. Daha önce belirttim, normal akışın kim ya da kimler tarafından kesileceği bilinmiyor, sürpriz. Önceden ilan edilen saate uymayanların lideri Cumhurbaşkanı. 13.30'da başlayacağı belirtilen konuşması 16.55'e kadar sarkıyor. Onca kanal cart diye normal yayınını kesmek zorunda kalıyor. Başbakanın, CHP Genel Başkanı'nın tutumları da pek farklı değil. Böylesi karmaşada en tuhaf durum Erdoğan'da. Sazı aldığı an Yıldırım bile gönderiliyor. Tam bu karmaşaya alışacağız derken sandık kapıya dayandı.
Ne çıkarsa bahtına
Gazete kendi ekranının tanıtımını yapar, doğaldır. Ancak, günü saati hatta dakikası belli konuşmalardaki isimler değiştiriliyor. En çok sinir bozucu olan bunlar. Örneğin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ı beklerken karşınızda Mustafa Elitaş beliriyor. Tıpkı Coşkun Sabah'a rezervasyon yaptıranların Cem Özer'i dinlemeye mecbur bırakılması gibi. Bir dönemin Sanko reklamlarını yaşar gibiyiz; "Pantolon uyduramadık gömlek verelim".
***