Yüzbaşı Roland ve İstiklal Marşımız
Dünyada yasa denince akla gelen ülke Fransa'dır. Bildiğiniz gibi, monarşinin önce yıkıldığı devlet de burasıdır. Fransa herkes için model olmuştur. Bir tek şeye dokunmadılar; "Millî Marş"larına....
Dünyada yasa denince akla gelen ülke Fransa'dır. Bildiğiniz gibi, monarşinin önce yıkıldığı devlet de burasıdır. Fransa herkes için model olmuştur. Bir tek şeye dokunmadılar; "Millî Marş"larına. Şöyle geriye dönüp baktığınızda karşınıza bir şarkı çıkar "Yüzbaşı Roland'ın şansonu". Bir zamanlar bu konuda onlarda da tartışmalar çıkmıştı. Neticede son noktayı koydular; "Ulusal marşımız budur. Ve böyle kalacak".
Fransa'dakine benzeşen tartışmalar Türkiye'de de oldu. Hatta yıllardır devam etmekte. Enteresandır statlardaki "Söyleniş uyumsuzluğu" her gündeme geldiğinde bestenin kötü olduğu iddiaları yeniden gündeme oturmuştur. Açık tribün "Kork" derken kapalının "ma" ekini bitirmesi sorun olmuştur. Bu konudaki eleştiriler doğrudur. Ancak, hatasıyla sevabıyla o artık "Türkiye'nin Millî Marşıdır".
Kişisel kanım Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "yenilenmeli" çıkışının gereksiz olduğu şeklinde. Teklifim, ortaya attığı bu fikri unutması. Israr ederse Türkiye'de bir sürü emir kulu ortaya çıkacak. Hatta "Yeni İstiklal Marşı yarışması" düzenlemeye kalkacaklar. Sayın Cumhurbaşkanının 15 Temmuz ve Afrin marşları istemesine ise lafım yok. Tarihimizde de benzeşen örnekleri mevcut. Plevne'den Tuna'ya kadar.
Bırakalım maçlarda söylerken kakafoni oluşsun. O artık bizim Millî Marşımızdır. Amaç gündem değiştirmekse, bütün laflarımı geri aldım.
***
Pompeo'nun öbür yüzü