Batı’nın Türkiye politikası değişmek zorunda
Batı medyası referandumda "evet" çıkarsa Türkiye'nin "diktatörlüğe bir adım daha yaklaşacağı" argümanı ile dolu.Dün Türkiye karşıtı lobilerin seslendirdiği argümanlar bugün...
Batı medyası referandumda "evet" çıkarsa Türkiye'nin "diktatörlüğe bir adım daha yaklaşacağı" argümanı ile dolu.
Dün Türkiye karşıtı lobilerin seslendirdiği argümanlar bugün akademisyenlerin ve teorisyenlerin diline dolandı. Yine NATO'nun ve Avrupa'nın "Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'si ile yolları ayırması" gerektiğinden bahseden yazılar da sık görünür oldu.
Hollanda'nın diplomatik- siyasi skandalına verilen "haklı" tepki bahane edilerek Türkiye'yi "cezalandırma" fikri yeniden öne çıkarılıyor. Bu "uslanmaz Ortadoğulu lider" artık yola getirilmeli kıvamındaki oryantalist edayla birlikte. Milletimizin bu kampanyaya boyun eğmeyeceği ortada.
Bir zamanlar kendilerince "kullanışlı" gördükleri AK Parti'yi İslam dünyasına "model" olarak sunanlar "milli ve yerli duruş" gördükçe önce Türkiye'yi "geri kazanmaya" çabaladılar.
Ancak Gezi ile başlayarak 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimi ile devam eden süreçte hızla "cezalandırma" görüşüne kaydılar. "Geri Kazanma" yaklaşımı Türkiye'nin yeni gerçekliğini tanımayı başaramadığı için hızla "cezalandırmaya" dönüştü.
"Cezalandırma" fikri ise engel olarak gördükleri "Erdoğan'dan kurtulmak" için üretildi.
Batılı siyasetçilerin kahir ekseriyeti de Türkiye'nin milli kimliğini yeniden tanımlayan olayları görmezden gelmeyi tercih etti.
Ve meseleyi "diktatör" Erdoğan'ı nasıl idare edeceklerine hatta ondan nasıl kurtulacaklarına odakladılar.