Der Spiegel’in kapağı neyi temsil ediyor?

Avrupa siyaseti ve medyası Türkiye hakkında bir türlü makul bir çizgiyi yakalayamıyor. 2006'dan bu yana Avrupa Birliği'nin Türkiye politikası da akut bir tıkanmışlık içinde. Üç yıldır ise...

Avrupa siyaseti ve medyası Türkiye hakkında bir türlü makul bir çizgiyi yakalayamıyor. 2006'dan bu yana Avrupa Birliği'nin Türkiye politikası da akut bir tıkanmışlık içinde. Üç yıldır ise bambaşka bir histeriye doğru gidiyor. Bırakın Türkiye'nin AB üyeliğinin önünü açmayı Suriye iç savaşı hakkındaki uyarıları da dinlemediler.
Terör ve mülteciler başkentlerini vurduğunda ise içe kapanarak tüm yükü Türkiye'nin omuzlarında görmeyi tercih ettiler. Sorumluluklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sesine kulak tıkamak için de karşı söylemler üretmek hiç de zor olmadı.
Türkiye'deki AK Parti muhaliflerinin suçlamalarını "insan hakları" ve "demokrasi" eleştirileri olarak benimsediler ve kullandılar. Ve Gezi olayları sonrası başlayan "otoriterleşme" tezine o kadar ram oldular ki 15 Temmuz'u dahi anlayamadılar. Şimdilerde, Avrupa Parlamentosu cenahından "15 Temmuz'da Türk halkına karşı hata yaptık, darbenin arkasında Gülencilerin olduğu kesin" yorumları gelmeye başladı. Ancak bu tavrın da gidişatı değiştirmesi mümkün görünmüyor. Zira ırkçı Alman ve Avusturyalı siyasetçiler bir süredir Türkiye ve Erdoğan karşıtlığını iç siyasetin "kullanışlı" malzemesi haline getirdiler bile.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum 20 Mayıs 2024 | 673 Okunma Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? 17 Mayıs 2024 | 1.414 Okunma Değişim ama nasıl? 14 Mayıs 2024 | 569 Okunma Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? 11 Mayıs 2024 | 123 Okunma CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? 10 Mayıs 2024 | 303 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar