Fırat Kalkanı’nın zamanlaması ve değişen dengeler
Türkiye "Fırat kalkanı" operasyonu ile Suriye iç savaşına artık doğrudan müdahil. Tank ve özel kuvvet birliklerinin yönetiminde Cerablus'u Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) ele geçirmesini sağlayarak kritik bir...
Türkiye "Fırat kalkanı" operasyonu ile Suriye iç savaşına artık doğrudan müdahil. Tank ve özel kuvvet birliklerinin yönetiminde Cerablus'u Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) ele geçirmesini sağlayarak kritik bir adım attı.
Müttefiklerini bir türlü ikna edemediği "güvenli bölgenin" kurulması için bir inisiyatifte bulundu ve muhaliflere açık- aktif destek verdi. Bu operasyonda ABD'nin de bilgisinin bulunduğu görüldü. O günün sabahı Ankara'ya gelen Başkan Yardımcısı Biden da PYD-YPG güçlerinin Fırat'ın doğusuna çekilmesini isteyerek olumlu yönde mesaj verdi.
Gerçi YPG'nin Münbiç'den kolaylıkla çekilmeyeceği kısa sürede anlaşıldı. Rus yapımı Kornet tipi güdümlü füze ile Türk tankını vurarak çatışmaya hazır olduklarını gösterdiler.
Ankara'nın Suriye iç savaşının kötü tesirlerinin tümünden ilk elden etkilenen ülke olmasına rağmen doğrudan müdahil olmayı çok uzun süre ertelediğini biliyoruz.
Nitekim bunun için de birçok soruna katlanıldı.
İç siyasi krizlere ek olarak PKK ve DAİŞ terörü ile boğuşuldu. ABD ve Rusya gibi iki büyük güçle ilişkilerin yönetilmesi de hiç kolay olmadı. Hatta ABD Başkanı Obama'nın "büyük ordusunu Suriye'de kullanmamasından" dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan "ciddi" rahatsızlık duyduğunu biliyoruz. Rus jeti düşürüldükten sonra Moskova ile normalleşme ise 8-9 ayı buldu. Zira Türkiye'nin bataklığa dönüşecek bir savaşa sürüklenmemesi önemliydi. Bugün akla gelen soru şu: 2013'te ABD ile gerilme pahasına uzak duran Türkiye neden şimdi sahada? Hâlâ riskler yok mu?
Cevapları maddeler halinde sıralayayım: